Yazılmış bir halde elde edilmiş olan hadisleri rivâyet etme ile onlarla amel etme meselesi,
hadis usûlü eserlerinin vicâde bahsinde birbirinden ayrı ele alınarak mütalaa edilmektedir.
Vicâde tarîkiyle elde edilmiş hadislerin rivâyet edilemeyeceği görüşünü savunanlar,
vicâde yolunu tahammül ve edâ yollarından biri olarak görmemekte ve sadece ezberden rivâyet
edilebileceğini öne sürmektedirler. Rivâyete karşı çıkan görüşün tam karşısında ise yazılı
halde bulunan hadisin araştırmaya gerek olmaksızın şeyhden rivâyet edilebileceğini savunanlar
bulunmaktadırlar. Bu iki görüş arasında bir diğeri de, ehil bir âlim tarafından yapılan
inceleme neticesinde tahrifattan emin olunduğu takdirde vicâde yoluyla gelmiş olan
hadisin nakledilebileceğini kabul eden görüştür. Vicâdeyi rivâyet etmede bulunan ihtilaf,
amel etme hususunda da vardır. Yazılı bir halde ele geçirilmiş hadisle amel etmenin vacip
olduğunu iddia edenler, bu tür hadislerle amel edilmediği takdirde menkulle amel kapısının
kapanacağına öne sürmektedirler. Vicâdeyle amel edilmesinin câiz olduğunu savunanlar da
en doğru yolun bu görüş olduğunu benimsemektedirler. Yazılı bir şekilde elde edilmiş hadisle
amel etmenin vacip ve câiz olduğunu kabul edenlerin yanında amel etmenin câiz olmadığını
benimseyenler de bulunmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 13 Issue: 2 |