Aynı kanaldaki bir dili öğretme ile D1’den farklı kanaldaki bir dil öğretme konusu farklı öğretim yaklaşımları ve stratejileri içermektedir. Öte yandan, artan kurs sayısına rağmen yetersiz kuramsal ve deneysel bilgi nedeniyle işiten bireylere D2 olarak TİD öğretiminin eğitsel standartlarında birçok önemli problem bulunmaktadır. Ayrıca kanun yapıcıların, görsel-uzamsal modaliteye ve TİD’in dilbilgisine ilişkin bilgilerinin sınırlı olmasından dolayı henüz sürdürülebilir bir dil edinim planı sağlanamamıştır. Eleştirel türdeki bu makale, TİD eğitimindeki müfredat tasarımı, öğretmen nitelikleri, edinim planlaması gibi farklı görünümlerdeki uygulamaları gözden geçirmekte ve iki farklı temel soru sormaktadır: (i) İşiten bireylere D2 olarak TİD öğretimi geleneksel olarak nasıl gerçekleşmektedir? ve (ii) modaliteye özgü gereksinimleri sağlamak amacıyla D2 kursları nasıl tasarlanmaktadır? Elde edilen sonuçlar, kullanılan TİD müfredatlarının (MEB, 2011a; 2011b; 2021) Türkçe’nin dilbilgisel ve sözlüksel özelliklerinin temel şekilde uyarlanması olduğunu ve dolayısıyla, bu “konuşma-temelli” yaklaşımın işiten D2 öğrencilerine, TİD kullanarak herhangi bir etkileşime girme ve iletişim kurma olanağı sunmadığını göstermektedir.
The issue for the teaching a language with the same modality and a language with a modality being different from L1 involves various teaching approaches and strategies. However, due to limited theoretical and empirical knowledge there are a large number of serious problems on pedagogical standards in TİD teaching for hearing L2 learners despite a growth in the number of courses. In addition, a sustainable acquisition planning has not yet been achieved due to the limited knowledge of policymakers on visual-spatial modality and TİD. This critical paper is an overview of the current implementations in different aspects such as curriculum design, teacher qualification, acquisition planning etc. in TİD pedagogy and addresses two basic questions: (i) how is TİD traditionally taught for hearing learners as a L2 in classrooms? and (ii) how are the L2 courses designed to ensure the modality-specific requirements? Overall, the results demonstrate that TİD curricula (MoNE, 2011a; 2011b; 2021) currently in use are mainly adaptations of grammatical and lexical features of Turkish and consequently, this “spoken-driven” approach does not offer hearing L2 learners the possibility of interacting and communicating with TİD at all.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2022 |
Submission Date | November 7, 2021 |
Acceptance Date | April 4, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.