In recent years, the narrative has become focus of interest in different fields of social sciences beyond the theory of
literature. Narrative has been considered not only as literary genre but also as a basic form of communication that
makes human life meaningful. The increasing interest in narrative approaches is a part of the process called the
linguistic turn or cultural turn in social sciences. Narrative turn has emerged as a result of many social and academic
developments. After the demise of the grand narratives, a coherent life narrative is of critical importance for depthless,
fragmented, decentred postmodern self. This has had an important effect on the growing interest towards narrative in
different disciplines. Photograph has become an important tool for autobiographical narratives in everyday life after it
reached wide use in society. Along with the digital revolution and other historical developments, photography, with
its new qualities, has become a more important tool in creating and communicating personal narratives. In this study,
which evaluates personal photographs as autobiographical narratives, the transformation of the photographs will be
studied with narrative approach. For this purpose, the transformation of photography and new approaches in narrative
theory will be examined within the same historical context.
Anlatı, son yıllarda edebiyat teorisi dışında sosyal bilimlerin farklı alanlarında ilgi uyandıran bir konu haline gelmiştir.
Yalnızca edebi bir tür olarak değil, insan yaşamını anlamlı hale getiren temel bir iletişim formu olarak ele alınmaya
başlanmıştır. Anlatısal yaklaşımlara artan ilgi, sosyal bilimlerde yaşanan dilsel dönüş veya kültürel dönüş olarak
adlandırılan sürecin parçasını oluşturur. Anlatısal dönüş, birçok toplumsal ve akademik gelişmenin sonucu olarak
ortaya çıkmıştır. Büyük anlatıların ölümüyle derinliksiz, parçalı ve merkezsiz postmodern benlik için tutarlı bir yaşam
anlatısı kritik bir önem taşımaktadır. Bu durum, farklı disiplinlerde anlatıya yönelik ilginin artmasında önemli bir
etkiye sahiptir. Fotoğraf, toplumun önemli kesimine ulaşmasıyla birlikte gündelik yaşamda otobiyografik anlatılar için
bir araç olmuştur. Dijital devrim ve diğer tarihsel gelişmeler ile birlikte fotoğraf yeni nitelikler kazanmış; kişisel
anlatıların oluşturulması ve iletilmesinde önemli bir araç haline gelmiştir. Kişisel fotoğrafları otobiyografik anlatılar
olarak değerlendiren bu çalışmada, fotoğrafın geçirdiği dönüşüm anlatısal bir yaklaşımla ele alınacaktır. Bu amaçla
dijital devrim ile birlikte fotoğrafın geçirdiği dönüşüm ve anlatı teorisindeki yeni yaklaşımlar aynı tarihsel dönüşüm
içinden okunacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2019 |
Submission Date | October 25, 2018 |
Acceptance Date | May 29, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.