The purpose of this study is to examine the epistemological basis of elementary concepts such as natural law, state of nature, contract and property used in the construction of public realm and private spheres in John Locke's political theory. Unlike other contractual theorists, John Locke grounds the key arguments of his political theory by testing it with his own epistemology, which he developed against the elementary principles of Cartesian philosophy. According to Locke, the Cartesian thesis that there are some innate ideas sealed or innately given to the human mind will enable the legislators or controllers in a political society to legitimize their power in line with their own political interests. According to Locke, the main reason for this is that the idea of innate ideas appears as a belief, and it becomes easier to rule people or communities who believe in it and to exert power on them. The aim of John Locke is to eliminate the confusion mentioned above by grounding a whole political theory, starting from his own epistemology, from the law of nature to the social contract, from the political society to the concept of property. In this context, in the first part of the study, the epistemological foundations of the concept of natural law will be discussed, and in the second part, the problems in the execution of the natural law will be shown. In the third and last part, concepts such as contract, political society and property will be examined by bringing them side by side with Locke's epistemological analysis. From this point of view, the relationship between the basic concepts of Locke's political philosophy, the state of nature, natural law, contract and property, and his original epistemology, which he developed through his critique of innate ideas, will be investigated.
Bu çalışmanın amacı, John Locke’un siyaset kuramında kamusal ve özel alanın inşasında kullanılan doğa yasası, doğa durumu, sözleşme ve mülkiyet gibi temel kavramların epistemolojik dayanaklarının araştırılmasıdır. John Locke, diğer sözleşmeci teorisyenlerden farklı olarak ortaya koyduğu siyaset teorisinin temel argümanlarını, Kartezyen felsefenin temel ilkeleriyle hesaplaşmak suretiyle geliştirdiği kendi bilgi kuramıyla test ederek temellendirir. Locke’a göre insan zihninde doğuştan verili ya da insan zihnine doğuştan mühürlenmiş birtakım ideler olduğu yönündeki Descartesçı sav, bir siyasi toplumdaki yasa koyucuların söz konusu doğuştan idelerin varlığı düşüncesinden hareketle iktidarlarını kendi siyasi menfaatleri doğrultusunda meşrulaştırabilmelerine olanak sağlayacaktır. Locke’a göre bunun başlıca sebebi, doğuştan ideler düşüncesinin nihayetinde bir inanç olarak karşımıza çıkması ve bu düşünceye inanan kişileri ya da toplulukları yönetmenin, onlara güç uygulamanın kolaylaşmasıdır. Buna karşılık John Locke’un amacı, geliştirdiği epistemolojik çerçeveden hareketle doğa yasasından toplum sözleşmesine, siyasal toplumdan mülkiyet kavramına kadar bütün bir siyaset teorisini insan anlığının işleyişine uygun bir izleğe yerleştirmek ve yukarıda sözü edilen problemleri ortadan kaldırmaktır. Bu bağlamda çalışmanın birinci bölümünde doğa yasası kavramının bilgi kuramsal dayanakları, Locke’un doğuştan ideler eleştirisi bağlamında ele alınacak; ikinci bölümde doğa yasasının bireysel olarak yürütülmesindeki olası pratik sorunlar gösterilecektir. Üçüncü ve son bölümde ise sözleşme, siyasal toplum ve mülkiyet gibi kavramlar, Locke’un epistemolojik çözümlemeleri ile yan yana getirilerek incelenecektir. Buradan hareketle, Locke’un siyaset felsefesinin temel kavramları olarak ifade edebileceğimiz doğa durumu, doğa yasası, sözleşme ve mülkiyet üzerine düşünceleri ile Locke’un doğuştan ideler eleştirisi üzerinden şeylerin bilgisinin olanağı ve insan zihninin işleyişi konusunda geliştirdiği özgün bilgi kuramı arasında gerçek anlamda bir tutarlılık olup olmadığı araştırılacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2022 |
Submission Date | August 23, 2021 |
Acceptance Date | April 10, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.