Linguistic methods of analysis that allow a categorial classification on the basis of morphological, syntactic and semantic criteria are used for the determination of the count-/mass-noun distinction and collective nouns. The purpose of this study is to clarify whether such categorial assignments are also possible for the German and Turkish language. In the first part of the paper, explanations of some terms ("count nouns", "mass nouns" and "collective nouns") are given. Following up, a categorial classsification of German and Turkish nouns is attempted within the context of the enlisted linguistic methods of analysis (morphological criterion ("quantity plural"T1, "element affinity" T2); syntactic criterion (“use in numeral or measurement constructions" T3, "count nouns not without determinator in NP function (or [_] NP context" T4, "element attribute” or “genitive attribute" T5, "element specification apposition" T6); semantic criterion ("sortal plural" T7) (cf. Kuhn, 1982, s. 84-97). As the basis of the categorical assignments, the differentiations in German are taken into consideration and compared with the corresponding phenomena in Turkish. Unlike German, the Turkish language, however, has a special feature that "reflects a different morphosyntactic implementation of 'multiplicity' in the use of plural forms" (cf. Johanson und Rehbein, 1999, s. vii-xx und translated by N. D.). This peculiarity of the Turkish language is assigned to the linguistic phenomenon "transnumerality". In the languages of the world, there is, besides the marking of the grammatical category number, also a pattern according to which there is no number agreement within the noun phrase. Accordingly, German belongs to the first type of number use, in that it has multiple markings for the plural forms, whereas Turkish can be assigned to the second type. The overarching principle in the grammatical expressions of the Turkish language seems to be the concept of economy, according to which morphological economy is ranked higher than semantic transparency (cf. Ortmann, 2002).
Dilbilim alanında morfolojik, sözdizimsel ve anlamsal analize dayalı dilsel testler bazında kategorileştirme yöntemi bağlamında kitle isim ayrımı ve kolektif isim yapılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Almanca ve Türkçe için oluşturulan dilsel testler bazında söz konusu kategorileştirmenin mümkün olup olmadığı sorusunu açıklığa kavuşturmaktır. Çalışmanın ilk bölümünde, bazı terimlerin („sayılabilen isim”, „kitle isim” ve „kolektif isim”) tanımlamarı irdelenecektir. Oluşturulan dil testlere göre belirlenen (morfolojik kriter („miktar çoğul” T1, „eleman afinite” T2); sözdizimsel kriter („sayısal ve ölçüm cümlelerinde kullanımı” T3, „sayılabilen isim belirleyicisi olmadan [_] NP işlev konumunda (veya [_] NP bağlamında”) T4, „element nitelik” veya “-in hali” T5, „apozisyon belirleme” T6), semantik kriter („cins çoğulu” T7) (bkz. Kuhn, 1982, s. 84-97) Almanca ve Türkçede kullanılan isimlerin nasıl kategorileştirildiği irdelencektir. Kategori oluşturmaya bağlı olarak, Almancaya özgü olan farklılıklardan yola çıkarak bu kategoriler Türkçe ile karşılaştırılacaktır. Ancak Alman dilinin aksine, Türk dili „çoğul formlarının kullanımda 'çokluk' farklı morfolojik-sözdizimsel uygulamasını yansıtan” farklı bir özelliğe sahiptir (bkz. Johanson ve Rehbein 1999, Çev. N. D.). Türk dilinin bu özelliği „transnumerality” dilsel olgusuyla ilintilidir. Dünya dilleri arasında, dilbilgisi kategorisi olan sayı işaretlenmesinin yanı sıra, isim cümlesi içinde sayısal uyumsuzluğa sahip modeller de vardır. Bu modellere göre, Almanca birinci tür sayısal kullanım türüne aittir, diğer bir deyişle, çoğul biçimlerin çoklu işaretine sahipken, Türkçe ikinci türü girmektedir. Türk dilinin gramer yapısında bulunan kapsayıcı ilke, morfolojik yapıya göre anlamsal saydamlıktan daha büyük bir önem sahip olduğu görülmektedir (bkz. Ortmann, 2002).
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2018 |
Submission Date | June 8, 2018 |
Acceptance Date | October 5, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 35 Issue: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.