Dünyayı hayali bir çizgiyle Doğu ve Batı şeklinde ikiye ayıran oryantalizm, Batı-dışı tüm toplumları tek tipleştirerek ihtiyaçları doğrultusunda ötekileştirir. Avrupamerkezci bir söylem üzerine inşa edilen oryantalizm, özcü bir yaklaşımla Doğu ile Batı arasında ontolojik ve epistemolojik bir farklılık olduğunu vurgularken bu ayrımın “alt-üst” ilişkisi içinde hiyerarşik bir yapı arz ettiğini savunur. Tanzimat döneminin önemli gazeteci, yazar ve düşünürlerinden Ahmet Mithat Efendi, döneminin en hayati meselelerinden “Doğu-Batı” ikilemi üzerine yoğun bir zihnî çaba harcar. Oryantalizmin ürettiği “Doğu” imajını ve Oryantalistlerin inşa ettiği “Doğulu” tipolojiyi bir yandan eleştirirken, diğer yandan ideal bir Osmanlı/Türk/Müslüman kimliğinin çerçevesini çizmeye çalışır. Romanlarında kurguladığı tipler sadece söylemsel düzlemde değil; karakter, tavır ve düşünceleriyle de oryantalistler tarafından Batılı kolektif muhayyilede oluşturulan imajı yıkmak için varlık gösterirler. Paris’te Bir Türk romanında Doğu’yu ve Batı’yı iyi bilen idealleştirilmiş bir kahraman olan Nasuh’un iki misyonla Paris’e yolculuğu konu edinilir. Nasuh’un ilk misyonu Avrupa’daki gelişmeleri yakından tanımak ve buradaki gelişmeleri Osmanlılara tanıtmaktır. İkincisi ise Avrupalıların kolektif şuurunda yer edinen “Doğulu/Osmanlı” imajını yıkmaktır. Bu makalede Nasuh’un ikinci misyonundan hareketle oryantalizme yaklaşımı ve oryantalistlerle girdiği polemikleri üzerinde durulacaktır. Çalışma, Paris’te Bir Türk romanı üzerinden yazarın oryantalizm ve oryantalistlere bakışının tek yönlü olmayıp “tenkit, tashih ve takdir” şeklinde üç başlıkta değerlendirilebileceği üzerinde temellenmiştir.
Ahmet Mithat Efendi, one of the important journalists, writers and thinkers of the Tanzimat period, spent intense mental effort on the “East-West” dilemma, one of the most vital issues of his period. While he criticizes the “East” image produced by Orientalism and the “Eastern” typology built by Orientalists, he also tries to draw the framework of an ideal Ottoman/Turkish/Muslim identity. The types he fictionalizes in his novels are not only on a discursive level; With their character, attitude and thoughts, they exist to destroy the image created by orientalists in the Western collective imagination. Nasuh’s first mission is to get to know the developments in Europe closely and to introduce the developments there to the Ottomans. The second is to destroy the “Eastern/Ottoman” image that has a place in the collective consciousness of Europeans. This article will focus on Nasuh's approach to orientalism, based on his second mission. The study is based on the fact that the author's view of orientalism and orientalists through the novel A Turk in Paris is not one-sided but can be evaluated under three headings as “criticism, correction and appreciation”.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Modern Turkish Literature in Turkiye Field |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 25, 2024 |
Publication Date | December 30, 2024 |
Submission Date | January 9, 2024 |
Acceptance Date | May 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 41 Issue: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.