Julia Kristeva, Ionesco, Adamov, Beckett, Derida gibi düşünce ve yazın alanındaki yabancı kökenli düşünür ve yazarlar gibi, Fransız yazın ve aydın kitlesi arasında seçkin bir yere sahiptir. Çeşitli dillere çevrilen yapıtları, yazın eleştirisinden, psikanalizden, siyaset felsefesine kadar geniş bir alanı kapsar. Kristeva, 90’lı yıllarda roman türüne ilgi duyar. Kuramsal çalışmalarını, feminizm üzerine düşüncelerini ve deneme yazılarındaki düşünsel, dilsel, ekinsel ve deneyimsel birikimlerini açımlayıp daha geniş kitlelere yaymaya başladığı görülür. Böylece birçok yazma uğraşının yanına roman yazarlığı uğraşını da ekler. Kristeva’nın son romanı olan Bizans’ta Cinayet, belki içerdiği cinayet olaylarından dolayı polisiye bir özellik taşır, fakat bu alandaki yaygın yazın anlayışıyla pek ilgisi bulunmadığı söylenebilir. Aksine bir anahtar roman, içinde yalnız cinayetin olasılıkla polisiye olarak adlandırılmasının doğrulandığı, kökenlerin araştırıldığı bir romandır diyebiliriz. Aynı zamanda hem polisiye, hem tarihsel anlatı hem de özyaşamöyküsel özelliklerinden dolayı, dişillikle annelik, yabancılık, göçebelik, sürgün ve halklar ile ekinlerin sürekli karışmaları, kökene dayalı kimlik arayışı, özgürlük, yolculuk, başkaldırı, Bulgaristan, Bizans, Avrupa gibi Kristeva için önemli olan izlekler romanda ön sırada yer alır. Bu çalışmada, Kristeva’nın, kurgulama tekniği bakımından türlerin iç içe girdiği tarihsel, polisiye ve karma anlatım tekniklerinin uygulandığı çokşekilli ve çoksesli, aynı zamanda çok katmanlı Bizans’ta Cinayet adlı son romanındaki ana izlekleri, bakış açılarını, anlatısal ses düzeylerini, öyküleme türlerini, kişiler, uzam ve sürem ilişkilerini romandaki kullanımlarını, gerek yapısalcı gerek yapısalcı-sonrası eleştiri yöntemlerinden yararlanarak ana hatlarıyla inceleyeceğiz.
Anahtar Sözcükler: Julia Kristeva, Bizans, Santa-Barbara, Çoksesli Anlatı, Odaklayım, Anlatısal Ses, Polisiye Roman, Karma Anlatı, Uzam, Cinayet, Anlatı Yerlemleri
THE NARRATIVE PLOT OF JULIA KRISTEVA’S MURDER IN BYZANTIUM
Abstract: Julia Kristeva received France’s prestigious distinction of “Chevalier de la Legion d' honneur” in 1997 due to her studies translated into ten languages and spanning for thirty years; and she got Norway Holberg Prize in 2004 and Hannah Arendt Award in 2006. Just like the thinkers and authors of foreign origin in areas of literature and philosophy such as Ionesco, Adamov, Beckett, and Derrida, she has a special place among the French intelligentsia. Her works which have been translated into various languages cover a large area from literary criticism and psychoanalysis to political philosophy. Kristeva’s interest in the novel genre began in the 90s. It can be observed that she has spread her theoretical studies and the intellectual, linguistic, and cultural tenets of her articles to a wider audience with the help of the novel genre. Thus, writing fiction becomes one of her preoccupations among many others. In this study, we will analyze Kristeva’s polymorphic, hybrid and polyphonic novel, Murder in Byzantium, in which the historical, metaphysical detective and the mixed narrative techniques are used. We will analyze the main themes, point of views, narrative voice, narration types, significant novel characters, time and space relationships by applying both structuralist and post- structuralist criticism.
Keywords: Julia Kristeva, Byzantium, Santa-Barbara, polyphonic narration, focus, narrative voice, detective fiction, hybrid narrative techniques, space, murder, narratives cordinates
Bölüm | Tüm Sayı |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 4 Ocak 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 3 Sayı: 6 |