Dünya çapındaki sosyal değişim, soğuk savaşın sona
ermesi, ekonomik modernleşme ve küreselleşme süreçleri, insanları milli kimlik
ve milli devletten uzaklaştırmaya başlamıştır. Bu da kendilerini boşlukta ve
önemsiz hisseden kitlelerin dine karşı ilgi duymasına neden olmaktadır. Dünya
genelinde Hristiyanlık, İslam, Musevilik, Budizm ve Hinduizme ilginin giderek
yoğunlaştığı gözlenmektedir. Günümüzde “Batı”nın kudretinin zirvesinde olması,
Batılı olmayan medeniyetlerin “Ecdat Fenomenine” dönüşüne neden olmaktadır. Bu
da Japonya’da Asyalılaşma, Hindistan’da Hindulaşma ve Ortadoğu’da yeniden İslam’a
dönme duygularını canlandırmaktadır. Küreselleşme sendromu, ulus devletlerinin
zayıflatılması, sınırların ortadan kalkacağı ve evrenselleşmenin esas olacağı
hususlarının kamuoyunda işlenmesi, buna bağlı olarak BOP ve AB (Avrupa Birliği)
müzakerelerinin Türk ulusu üzerinde yaptığı psikolojik ve sosyolojik etki
tamamen Ilımlı İslam ve misyoner faaliyetlerinin yürütülmesi için uygun ortamı
oluşturmaktadır. Paul Wolfowitz, Francis Fukuyama, Samuel P. Huntington, Richard
Perle, Graham Fuller, Marc Grosman, Paul Henze ve diğer Batılı stratejistler
tarafından ana hatları çizilen BOP ile bu projenin temel desteğini teşkil eden
Iımlı İslam Modelinde Türkiye’nin Orta Asya ve Ortadoğu’nun yeniden
yapılandırılmasında anahtar rol üstleneceği öngörülmektedir. Tüm bu
stratejistlerin tezlerine göre laik yapıda bir İslam ülkesinin olması mümkün
değildir ve bu yüzden özellikle Türkiye’nin yeniden yapılandırılması
gerekmektedir. Bu çalışmada 1700’lerde dünya hakimiyetini ele geçirmiş olan
Batılı emperyalist güçlerin bu gücü kaybetmemek için uygulamış oldukları
planları ve bu planlar karşısında Türkiye’nin neler yapması gerektiği konuları analiz
edilecektir.
Bölüm | Tüm Sayı |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 5 Sayı: 10 |