Öz
Ahlaki faydacılık, insanın doğası gereği acıdan kaçan ve hazza yönelen bir varlık olduğu düşüncesinden hareket eder. Mill, bu görüşe katılmakla birlikte, yüksek hazlar ve alçak hazlar arasında bir ayrıma gider. Bu ayrım, hazzın niceliğini değil, niteliğini gözeterek yapılan bir ayrımdır. Yüksek hazlar, yüksek yetilerin işleyişi sonucunda elde edilen hazlardır. Alçak hazlar ise, doğal arzuların tatmin edilmesi sonucu elde edilen hazlardır. Mill’e göre, erdemler, yüksek hazlar getiren şeyler arasındadır, yani erdemli davranmak, doğal arzularımızı tatmin etmekten daha fazla ve daha değerli bir haz verir. Bu yüzden, erdem, değerlidir. Mill’in erdemle ilgili bu görüşü, çeşitli eleştirilere maruz kalmıştır. Bu çalışmada, Mill’in görüşlerinin, bu eleştirilere karşı savunulabilse de, kendi içinde bir çelişkiye yol açtığı öne sürülecektir. Bu çelişkinin nedenin, Mill’in erdemle ilgili görüşlerini deneysel olarak kanıtlamaya çalışma çabası olduğu ve Mill’in faydacı ahlak anlayışının, erdemin bilgisel temelini açıklama konusunda yetersiz kaldığı iddia edilecektir.