Naipaul, hem teorik yazıları hem de belirsiz ve aşırı derecede bütünleyici bakış açısını yansıttığı edebi eserleriyle en çok tartışılan edebi şahsiyetlerden biridir. Romanlarında yer alan sadece ana karakterler değil aynı zamanda ikincil karakterler de çoğu kez kendi ırksal kalıplarının göstergesi olan kişisel özellikleri üstlenirler. Sömürgecilik bazı kişilerin belirli milletleri ve ırkları aşırı derecede bütünleme ya da genelleme hatasına düşmesine sebep olduğu için Naipaul gibi yazarlar romanlarda ırklarına ya da uluslarına göre belirlenmiş ve seçilmiş olup öne çıkan özellikleri benimseyen basmakalıp karakterlere değinirler. Bu da onları ırk ayrımına götürür. Naipaul’un bu niteliği kendi ırklarını yansıtan tipik olarak kendine özgü özelliklere sahip Afrikalı ve Hintli karakterler olmak üzere karakterlerini ikiye bölerek yansıtmasına sebep olur. Afrikalı karakterler, Avrupalı sömürgeciler ile işbirliği yapan ve bir ülkede kaosa yol açan acımasız despotlar gibi olumsuz özellikleri kendilerinde somutlaştırırken Hintli karakterler ise çoğunlukla sömürgeciler tarafından zarara uğramış olan sömürgeleştirilmiş toplumlardan birinin tahrip edilmiş kişilik özelliklerini temsil ederler. Fakat yazara göre Afrikalılar sömürgeleştirilmiş milletlerin sosyo-politik ve psikolojik yaşamlarında sömürgeci toplumların ya da ülkelerin sebep olduğu yıkımdan çok daha derin tahribat bırakmıştır. Onun romanlarında bunun en belirgin örneği kendilerine özgü kişilikleri, kültür ve tarihini kaybetmiş ve yaşamlarını Avrupa ve yerli medeniyetleri arasındaki bir ikilemde idame ettirmek zorunda olan Hintli karakterlerde görülür.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 2 Sayı: 3 |