20. Yüzyıl ile birlikte sanatın görsel bir imgesi olma özelliğinden sıyrılarak çağdaş sanat yaklaşımları ile birlikte olgusal ifade biçiminde değişimler yaşanan beden, yenilenen felsefi görüş ve paradigmalarla birlikte yeni bir oluşum meydana getirmiştir. Bu oluşum geçmişten günümüze kadar uzanan süreçte beden ve sanat arasında oluşan ilişkisel bağlara dayanmaktadır. İnsanlığın var oluşu olan ilkel çağlardan bu yana her dönemde analiz edildiğinde bedenin bir nevi sanatçı statüsüne bürünerek sanat yapıtlarında yer bulduğu açıktır. Özellikle sanatın var oluşundan bu yana insanın sanatla birlikte etkileşim halinde olması ortaya çıkan bu değişimi gözler önüne sermektedir. Sanatın bu denli insan ile özdeşleşmesi gelenekselleşen sanat kalıplarının yıkılmasına ortam hazırlamış ve bir çok felsefi akım bu gelenekselleşen kalıpları yıkabilecek görüşler öne sürmüştür.
Sanatçı bedenini sanat nesnesi olarak kullanabilme özgürlüğüne yaklaştıktan sonra artık sanat kalıplara sığmayan, sınır kabul etmeyen veya bir çerçeve dahilinde oluşturulamayan bir yapıya bürünerek yeni, özgün yaratılar ortaya çıkmıştır. Bu anlamda sanatı bedene entegre eden yeni yaklaşım ve eylemleri ile sanatı farklı bir boyuta taşıyan performans sanatı bu alana gösterilebilecek en önemli yapılardan birisidir. Performans sanatı sanatçının eylem ve imgelem gücüne dayandığı için yaratıcılığın ön koşul olduğu bir sanat alanıdır.
Sanatçıların bu şekilde bir sanat alanından etkilenmesi ve yaratılarda bulunması 1960 ve 1980 sonrası süreçte daha fazla süreç kazanarak çeşitli örnekler altında gösterilmiştir. Performans sanatı bu anlamda ele alınacak olursa, gerek yaratıları gerekse ortaya koymuş olduğu düşünce biçimleri ile performans sanatına yeni bir boyut getiren Marina Abramovic, eylemleri ve eylemlerine yön veren uygulamalarıyla çeşitli boyutlara ulaşmıştır. Marina Abramovic’in gerek bedeni üzerinde yapılan eylemlerde gerekse sınırları aşan denemeleri ile bedenin kullanım alanının sınırlanmadığı aksine sonunun tahmin edilemez olduğu eylemlerinde dikkat çekmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |