This study focuses on the first period of the establishment of sociology as a science in Turkey. The social background of the transition of sociology, which emerged in the nineteenth century as a modern scientific discipline in Western Europe, to the Ottoman Empire is emphasized. In particular, it has been tried to determine the decisiveness of the internal and external political environment in which the state/society is located on the formation, development and institutionalization of sociology. In the same context, the influence of Westernization and positivism, which cannot be evaluated independently of the influence of politics, has also been opened to discussion. Westernization, which was adopted by both the government and the intellectuals of the period, determined the direction and purpose of the reforms. Positivism, on the other hand, determined the scientific ground and method of the program. These two paradigms, which dominate almost every aspect of the social field, have also been the main characteristic in the construction of sociology. In this study, the process starting from the last period of the Ottoman Empire and continuing until 1940 was evaluated. The decisiveness of politics in the establishment of sociology has been analyzed through sociological studies carried out during the period. Particular attention was paid to the work of two founding names, Prince Sabahattin and Ziya Gökalp. As a result, it has been determined that while sociology is being built as a new science in Turkey, it has become a conditional presence in politics.
Bu çalışmada, Türkiye’de sosyolojinin bir bilim olarak kuruluşunun ilk dönemine odaklanılmıştır. Batı Avrupa’da modern bir bilimsel disiplin olarak on dokuzuncu yüzyılda ortaya çıkan sosyolojinin Osmanlı Devleti’ne intikal ettirilmesi sürecindeki sosyal arka plan üzerinde durulmuştur. Özellikle devletin/toplumun içerisinde bulunduğu iç ve dış siyasal ortamın sosyolojinin biçimlenişi, gelişimi ve kurumsallaşması üzerindeki belirleyiciliği tespit edilmeye çalışılmıştır. Aynı bağlamda, siyasetin etkisinden bağımsız olarak değerlendirilemeyecek olan Batılılaşma ve pozitivizmin etkisi de tartışmaya açılmıştır. Dönemin hem iktidarının hem de aydınlarının benimsediği Batılılaşma reformların yönünü ve amacını belirlemiştir. Pozitivizm ise programın bilimsel zemini ve yöntemini belirlemiştir. Toplumsal alanın hemen her boyutunda hâkim olan bu iki paradigma sosyolojinin inşasında da temel karakteristik olmuştur. Bu çalışmada, Osmanlı’nın son döneminden başlayarak 1940 yılına kadar devam eden süreç değerlendirilmiştir. Siyasetin, sosyolojinin kuruluşundaki belirleyiciliği dönem içerisinde gerçekleştirilen sosyolojik çalışmalar üzerinden analiz edilmiştir. Özellikle iki kurucu isim olan Prens Sabahattin ve Ziya Gökalp’in çalışmaları üzerine odaklanılmıştır. Yukarıda odağa alınan konuların neticesinde, Türkiye’de sosyoloji yeni bir bilim olarak inşa edilirken siyasete koşullu bir şekilde varlık kazandığı tespit edilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology |
Journal Section | Orjinal Makale |
Authors | |
Early Pub Date | May 29, 2023 |
Publication Date | May 31, 2023 |
Submission Date | April 9, 2022 |
Published in Issue | Year 2023 |