Abstract
Sahip olduğu güç kullanma tekeli ile diğer iktidarlardan farklı olan siyasal iktidar, bir yandan toplumun devamını sağlarken, öte yandan bu gücün kötüye kullanımı tehlikesini içinde barındırır. Siyasal iktidarın sahip olduğu gücün kötüye kullanımını ve bunun yıkıcı sonuçlarını engellemenin yolu, ancak bu iktidarın sınırlandırılması, dengelenmesi ve denetlenmesiyle mümkündür. Özgürlüğünün ve güvenliğinin kayıt altına alınmış bir iktidardan geçtiğinin bilincinde olan insanoğlu, siyasi iktidarın ortaya çıkmasından bugüne, bu iktidarı sınırlandırmanın araçlarını ve kurallarını bulmaya çabalamıştır. Antik Yunanla başlayan bu düşünsel çaba, modern devletin ortaya çıkmasıyla başka bir boyut kazanmış, tarihin ilk yazılı anayasası kabul edilen Amerikan Anayasası’nın yapıcıları, yazmış oldukları anayasayla getirdikleri frenler ve dengeler adı verilen bir sistemle, bu düşünsel mirasa önemli katkılar sunmuşlardır. Her bir erkin, bir diğer erk üzerinde bazı etkilere sahip olmasını ifade eden frenler ve dengeler sistemi, Amerika Birleşik Devletleri başkanlık sistemini başarılı kılan en önemli unsurdur. Bu çalışmada, siyasal iktidarın sınırlandırılması ve anayasal denge denetimin yalnızca düşünsel kökenleri incelenmiş, iktidarı sınırlandırmanın, denge ve denetimin araçlarına yer verilmemiştir. Anayasal denge ve denetleme, 2017 anayasa değişikliği ile başka adlarla anılsa da fiilen başkanlık sistemine geçilen Türkiye’nin de güncel meselelerindendir.