Türkiye’de yerleşim alanlarındaki risk zenginliğini, coğrafya ve jeolojik özelliklere meydan okuyan uyumsuz yer seçimi, ehliyetsiz/denetimsiz betonarme yapılaşma süreçleri, tehlike tanımayan kullanım biçimleri ve yaygın bir umursamazlık kültürüne borçluyuz. Bu borcun bedelini depremler, su baskınları, fırtına ve hortumlar, yangınlar, altyapı çöküşleri vb. olaylardaki kayıplarla fazlasıyla ödemekteyiz. Yönetimler, yıkım ve kayıplar karşısında gelişigüzel ‘yara sarma’ alışkanlığı geliştirmiştir. Tehlike olasılığını ve olası kayıpları önceden görüp etkili önlemler alma, açık tanımıyla risk yönetimi ve sakınım planlaması yaklaşımı edinilememiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Yorum |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |