Bu araştırmanın amacı, kapitalizmin içinde bulunduğu kriz ve çelişkilerin sonucu olarak geliştirilen yaklaşımlardan birisi olan sakin şehir hareketinin nasıl bir işleyişe sahip olduğunun ve sürdürülebilirliğinin Seferihisar örneğinde araştırılmasıdır. Araştırma problemi doğrultusunda “Sakin şehir hareketi Türkiye Seferihisar örneğinde sürdürülebilir ve alternatif bir kalkınma anlayışı sunar mı?” sorusuna yanıt aranmıştır. Araştırma, nitel ve nicel araştırma tekniklerinin bir arada kullanıldığı karma metodoloji esasına uygun olarak yürütülmüştür. Araştırma kapsamında yargısal örneklem yoluyla seçilen paydaş kuruluşlar ve yerel aktörlerden derinlemesine görüşme tekniği; oranlı tabakalı örnekleme yoluyla seçilen 332 kişiden ise yüz-yüze anket tekniği kullanılarak veri toplanmıştır. Nicel ve nitel veriler birbiriyle bütünleştirilerek, birbirini destekleyici nitelikte kullanılırken Neo-Marksist yaklaşım ışığında analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda, ilçenin sakin şehir unvanını kazanmasıyla birlikte gerçekleştirilen uygulamalarla sürdürülebilir kalkınma bağlamında önemli adımların atıldığı, belediyenin hizmetlerinde artış olduğu; ancak nüfus artışıyla birlikte ilçede büyük kentlerde görülen çarpık yapılaşma, soylulaşma, pahalılığın artışı, yabancılaşma, gelir farklılıklarının artması gibi sorunların ortaya çıktığı belirlenmiştir. Sonuç olarak, incelenen örnek bağlamında ilçe iyi uygulama örnekleri sunsa da hareketin sürdürülebilirliği konusunda engeller vardır.
sakin şehir hareketi kapitalizm çevre krizi sürdürülebilirlik karma metodoloji
This research aims to investigate cittaslow movement, which developed as a result of crises and paradoxes, to open a new movement area and sustainability within the case of Seferihisar. The following question “Does the calm city movement offer a sustainable and alternative understanding of development in the case of Seferihisar in Turkey?” was investigated during the study. The research was conducted on the basis of a mixed methodology. In the scope of the research, in-depth interviews were held with the stakeholder institutions and local actors selected by purposive sampling; the questionnaire was applied face to face to 332 individuals selected by proportional stratified sampling from local people. Both qualitative and quantitative data were integrated during processing from the Neo-Marxist approach. As a result of the research, the services of the municipality increased, crucial improvement was provided in terms of sustainable development by the projects with the cittaslow title; however, with the increasing population, a number of problems such as urban sprawl, gentrification, increase in cost, alienation, increase in income differences have arisen. Finally, although the studied case provided good practices, there are obstacles in the sustainability of the cittaslow movement in the context of the case studied.
cittaslow movement capitalism environmental crises sustainability mixed methods
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |