In the process of COVID-19 disease, declared as a pandemic in March 2020, everyday life and the use of the urban space has evolved into a completely new process. The aim of this article is to construct the post-pandemic urban and public spaces through “dreams” and to seek an answer to the question of whether the dreams can come true or not. In the article, pandemics and epidemics in the historical process are mentioned, the urban spaces of the pre-Covid-19 pandemic are briefly reviewed, and for the post-pandemic era, two different "dreams" are established regarding the future urban and public spaces. The “realities” of the space production process, the theoretical framework of the relations of economic structure, planning and space formation are conveyed, and whether the dreams set up in the article can come true or not is examined in this theoretical framework. It is difficult to predict whether the dreams for the urban spaces of the future will come true. In the article, three different options are produced for the spaces of the future. Although it is not easy to predict the possible outcomes of the new era, cities will be shaped in line with the changing economic and social structure.
Epidemiler ve pandemiler, toplumsal yapıları ve mekânları yeniden biçimlendiren koşullara ortam hazırlamıştır. Mart 2020’de pandemi olarak ilan edilen COVİD-19 hastalığı sürecinde, gündelik yaşam ve kentsel mekânların kullanımı yeni bir sürece evrilmiştir. Vaka sayılarının, aşıların, pandeminin bireyler ve yaşam tarzları üzerindeki etkilerinin yanı sıra pandemi sonrasının ekonomik, toplumsal yapılanması ve kent mekânları, dünya gündeminin baş aktörleri olmuştur. Makalenin amacı, pandemi sonrasının kentsel ve kamusal mekânlarını "düşler" aracılığıyla kurgulamak, kurulan düşlerin gerçekleşip gerçekleşemeyeceği sorusuna yanıt aramaktır. Makalede, tarihsel süreçte yaşanan pandemilerden ve epidemilerden söz edilmekte, pandemi öncesinin kent mekânlarına değinilmekte, pandemi sonrasının kentsel biçimlenmesine ilişkin iki farklı “düş” kurulmaktadır. Mekân üretimi sürecinin “gerçek”leri; ekonomik yapı, planlama ve mekân biçimlenme ilişkilerinin kuramsal çerçevesi aktarılmakta; makalede kurulan düşlerin gerçekleşip gerçekleşemeyeceği bu kuramsal çerçevede irdelenmektedir. Pandemi sonrasının ekonomik yapılanması, üretim biçimi ve ideolojisi kent mekânlarının biçimlenmesini belirleyecektir. Dolayısıyla, geleceğin kent mekânları için kurulan düşlerin, gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini kestirmek zordur. Makalede, geleceğin mekânları için üç farklı seçenek üretilmiştir. Yeni dönemin olası sonuçlarını tahmin etmek çok kolay olmasa da, kentler, değişen ekonomik ve toplumsal yapıya koşut olarak biçimlenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |