Cultural heritages are assets which have traces of not only the past but also of region existing, and these assets must be handed from generation to generation. They reflect background of the existing society and live and develop with those people. In order to provide this transfer appropriately, the strategies which are proper to the principles and norms of sustainability must be applied. In conjuction with globalization which is accompanied with modernization, regions with cultural heritage have started to become economy and attraction centers. Historical textures and regions which are located in city center are situated on the places which economic activities are live and are under the pressure of usage. For this reason, these regions must be protected and functioned in most correct way. Not only human activity but also global warming which must be examined for the past, present and future effects must be considered in the framework of protection of cultural heritage. In order to provide sustainability of cultural heritage management and to transfer the historical textures and artifacts to next generations by not avoiding to use, “Area Management” mechanism is situated in our agenda with its legislative and administrative dimensions. Within the World Heritage List, the criterias of UNESCO Operational Guidelines, in the related World heritage areas which are located in different geographies are examined on local conditions and then local area management plans are formed. In different geographial areas, Area Administrative Plans are formed in the same scope but in different configurations. The objective of this article is the protection of cultural heritage areas which is located in different geographies and taking the decisions for developing them and investigation of İstanbul Historical Peninsula Area Management Plan within the context of participatory planning approach in legislative and administrative framework.
Cultural Heritages Conservation Site Management Management Plan
Kültürel miras, geçmişin ve bulunduğu bölgenin tarihi birikiminin izlerini taşıyan ve geleceğe aktarılması gereken varlıklardır. Bulunduğu toplumun birikimlerini yansıtır ve bu birikimler insanlarla birlikte gelişir ve yaşar. Bu aktarımın sağlıklı olabilmesi için sürdürülebilirlik ilke ve prensiplere uygun olarak stratejiler uygulanmalıdır. Modernleşmenin beraberinde getirdiği küreselleşme ile birlikte kentlerde bulunan kültürel miras alanları ekonomi ve cazibe merkezleri haline gelmeye başlamıştır. Kent merkezlerinde bulunan tarihi dokular ve alanlar ticari aktivitelerin en canlı olduğu yerlerde bulunmakta olup kullanma baskısı altında kalmaktadır. Bu yüzden bu alanları en doğru şekilde korumak ve işlevlendirmek gerekmektedir. Mirasın korunmasının nedenleri arasında insani etkilerin yanı sıra etkilerini yoğun bir şekilde gördüğümüz küresel ısınmanın günümüzdeki ve gelecekteki etkilerini de hesaba katmak gerekmektedir. Kentsel korumanın sağlanmasında kültürel miras yönetiminin sürdürülebilir olması ve tarihi doku ve eserlerin gelecek kuşaklara kullanılarak aktarımının sağlanması için “Alan Yönetimi” mekanizması en güncel araç olarak gündemimizde yasal yönetsel boyutları ile yer almaktadır. Dünya Miras Listesi kapsamında UNESCO Operational Guidelines kriterleri farklı coğrafyada yer alan ilgili dünya miras alanlarında yerel koşullarda yorumlanarak yerel alan yönetimi planları oluşturmaktadır. Farklı coğrafi alanlarda yerel özelliklere göre aynı kapsamda fakat farklı biçimlerde Alan Yönetim Planları ortaya çıkmaktadır. Çalışmanın amacı; yasal ve yönetsel çerçevede farklı coğrafyalarda yer alan kültürel miras alanlarının korunması ve geliştirilmesine yönelik kararların alınması ve katılımcı planlama yaklaşımı kapsamında İstanbul Tarihi Yarımada Alan Yönetimi Planı’nın incelenmesi ve değerlendirilmesidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 8 Sayı: 22 |