In the aftermath
of the Second World War, structural, economic and political changes took place
in almost all over the world. As a result, neighborhoods whose name and nature
vary from country to country and have the lowest level of urban space hierarchy
have emerged. As a necessary outcome of a series of structural transformations,
unavoidable rise of the squatter houses in the cities has been carried to this
day in Turkey. This study includes a positioning of the “Squatter Houses” in
connection with the research of Loic Wacquant. The aim of the study is to
understand the formation processes and basic dynamics of urban poverty in the
light of political and economic transformations. Through this research; The migration process of migrants
from rural to urban areas, the construction of squatter houses as spaces of
hope, class positions, migrants’ social, spatial and cultural transformations
are touched upon from the viewpoint of squatters. In this study, in which qualitative research technique
was used, in-depth interviews were conducted with 30 people. The data
are analyzed by MAXQDA 11 program. According to
the results obtained, the “marginals” of the city meet on the common ground of
poverty, depending on historical, social and political conditions. Yet, it has
significant differences from country to country. Squatter houses, in
Turkey, has become a spatial manifestation of migrants’ adaptation to the city
in their eyes. Solidarity networks and favoring
someone because of being from the same place were the most important factors in
the construction of the squatter houses, which is the first step towards
adaptation to the city, and in the economic initiatives that guarantee their
existence in the city. For squatters, living in apartments is the most
important goal. As a result of the urban renewal
processes, squatters reached their targets. On the one hand, they had to face
the cultural and social consequences that they did not expect and desire, while
becoming the middle class of the city.
Özellikle ikinci
dünya savaşı sonrasında neredeyse bütün dünyada yapısal, ekonomik ve politik değişimler
neticesinde adı ve niteliği ülkeden ülkeye değişen, kentsel mekânın en alt
hiyerarşisinde kalan mahalleler ortaya çıkmıştır. Türkiye’de gecekondular; bir
dizi yapısal dönüşüm neticesinde sürecin zorunlu bir sonucu olarak kentlerdeki
önlenemez yükselişini günümüze kadar taşımıştır. Bu çalışma, Loic Wacquant’ın araştırmalarıyla
bağlantılı olarak “Gecekonduların” bir konumlandırmasını içermektedir.
Çalışmanın amacı; kent yoksulluğunun oluşum süreçlerini ve temel dinamiklerini
politik ve ekonomik dönüşümler ışığında anlamaya çalışmaktır. Bu doğrultuda
yapılan araştırma ile; göçmenlerin kırdan kente göç süreci, umut mekânı olarak
gecekonduların inşası, sınıfsal pozisyonları, göçmenlerin toplumsal, mekânsal
ve kültürel dönüşümleri gecekondulular gözünden ele alınmıştır. Nitel araştırma
tekniğinin kullanıldığı çalışmada, 30 kişi ile derinlemesine görüşmeler
yapılmıştır. Veriler MAXQDA 11 programı aracılığı ile analiz edilmiştir. Elde
edilen sonuçlara göre; tarihsel, toplumsal ve politik şartlara bağlı olarak
kentin “marjinalleri” yoksulluk ortak paydasında buluşsa da ülkeden ülkeye
önemli farklar göstermektedir. Türkiye’de gecekondular göçmen açısından kente
tutunmanın mekânsal tezahürü olmuştur. Dayanışma ağları ve hemşerilik kente
tutunmanın ilk adımı olan gecekonduların inşasında ve kentte var olabilmelerini
sağlayan ekonomik girişimlerde en önemli etken olmuştur. Gecekondulular için
apartmanlarda yaşama en önemli hedeftir. Kentsel dönüşüm süreçleri neticesinde
hedeflerine ulaşan gecekondulular bir yandan kentin orta sınıfları haline
gelirken bir yandan beklemedikleri ve arzu etmedikleri kültürel ve toplumsal
sonuçlarla yüzleşmek durumunda kalmışlardır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 14, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 10 Issue: 26 |