XX. yüzyılın başlarına yani daha yüz yıl öncesine kadar insanoğlunun zihni, mekân odaklı düşünmeye alışık idi. Şehirler, yollar ve her türlü yapı inşa edilirken yerin mekânsal-topografik uygunluğuna bakılır; her türlü gündelik işte mesafeler ve mekânsal imkanlar öncelikle dikkate alınırdı. XX. yüzyılda mekân, tarihî, sosyo-politik ve iktisadi analizlerde bu ana belirleyiciliğini kaybetti ve hatta ihmal edilebilecek bir faktör olarak görüldü. 1960’lardan itibaren ise mekânın yeniden keşfi (spatial turn) olarak adlandırılan bir dönem başladı. Mekânın sembolik değeri, mekân üzerindeki politika biçimleri, mekânın tarihsel süreçlerde sosyal olarak üretimi ve yeniden üretimi gibi kavramsallaştırma ve sorular tartışıldı, mekân odaklı olarak gündelik tarih pratikleri çalışıldı ve sosyo-ekonomik yapı ve eğilimlerle mekânın ilişkileri araştırıldı. Bu süreç, bir mekân olarak şehir çalışmalarını, tarihçilikte mekân odaklı değerlendirmeleri ve özellikle şehir tarihi, sanat ve mimarlık tarihi ve tarihsel coğrafya çalışmalarını yakından etkilemiştir. Makalede mekânın değişen algısı ve bu sürecin Osmanlı şehir tarihçiliğine yansıması üzerinde durulacaktır. 1990 sonrası Osmanlı şehir tarihi çalışmalarının ivmesi değerlendirilerek mekân ve şehir odağında sosyal bilim, tarih ve coğrafya alanındaki kesişmelere dikkat çekilecektir. Osmanlı şehir kaynaklarından (vakıf, sicil, avarız ve kefalet kayıtları) verilecek örneklerle yeni dönem şehir tarihçiliğinin diğer ilim sahaları ile etkileşiminin verimli sonuçlarına vurgu yapılacak ve Osmanlı şehirleri için sosyal-mekansal tarih yaklaşımı önerisinde bulunulacaktır.
TÜBİTAK
114K305
Almost a hundred-year ago, everybody is used to think spatially while constructing cities and any buildings as well as deciding wars and establishing trade networks. However, spatially thinking lost its priority in time in analyses of historical, socio-political, and economic issues. Nevertheless, a new approach has appeared since the 1960s, which came to be known as “the spatial turn.” This led, first, to rethink the symbolic meaning of space, space politics, and production and reproduction of space in different socio-historical conditions and, second, to study daily practices and socio-historical structures from the spatial point of view. Since then, new types of studies have affected and reconstructed many disciplines such as urban history, arts and architectural history, and historical geography. This article evaluates the trends in urban historical studies in Turkey after the 1990s considering the spatial-turn and interactions among socio-historical and geographical approaches and methods. In pursuit of interdisciplinary endeavors among these disciplines, this article suggests using socio-spatial historical approach giving some examples from the Ottoman cities -derived from Ottoman primary sources such as waqfiyas, the sijils, and the tax records- indicating exploratory methods and analyses leading us to new questions and answers in Ottoman urban history.
114K305
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Project Number | 114K305 |
Publication Date | August 31, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 11 Issue: 30 |