Disasters such as earthquakes, floods, droughts, pandemics, and wars, which have affected societies throughout history, have led to the change and cities' transformation, which are living spaces. This change has brought with its studies on how cities can be more livable and resilient. The size, scope, and speed of the Covid-19 pandemic, which has recently affected the whole world, causes cities to enter a deep transformation process. As a solution to these problems, it is necessary to develop an antivirus-supported approach. The study’ scope, this approach offers various suggestions to reduce the potential risks of the pandemic on the city and urban design and to stop its spread. With the "Slow City" that emerged as both an urban and a social movement in the 1980s, common characteristics and principles were tried to be determined for creating an alternative city model to the "Antivirus city" approach. Constructed with the literature, Antivirus, which is suggested as the city strategies of the future after the pandemic, shows that the Slow City criteria are largely appropriate in the formation of cities. Thus, it will be able to guide new proposals to be developed in healthy urban life after the Covid-19 pandemic.
Tarih boyunca toplumları etkileyen deprem, sel, kuraklık, salgın, savaş gibi afetler toplumların yaşama mekanları olan kentlerin değişmesi ve dönüşmesine sebep olmuştur. Bu değişim kentlerin nasıl daha yaşanabilir ve dirençli olabileceğine dair travma sonrası ortaya çıkan kentleşme yaklaşımlarını beraberinde getirmiştir. Son dönemde tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınının boyutu, kapsamı ve hızı kentlerin derin bir dönüşüm sürecine girmesine neden olmakta ve sürdürülebilir, simbiyotik kentsel gelişimler hakkında temel sorunları ortaya çıkarmaktadır. Bu sorunlara çözüm olarak antivirüs destekli paradigma tabanlı bir yaklaşım geliştirmek gereklidir. Çalışma kapsamında bu yaklaşım salgının kent ve kentsel tasarım üzerinde potansiyel risklerini azaltmak ve yayılımını durdurmak için önerilen “Antivirüs kent” kavramının oluşumuna temel teşkil etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda 1980'lerde hem kentsel hem de sosyal bir hareket olarak ortaya çıkan “Yavaş Kent” hareketi ile, “Antivirüs kent”yaklaşımına, alternatif bir kent modeli oluşturmak adına ortak nitelikler ve ilkeler belirlenmeye çalışılmıştır. Literatürle yapılandırılmış bu çalışma, salgın sonrasında geleceğin kent stratejileri olarak önerilen Antivirüs kentlerin oluşumunda Yavaş Kent kriterlerinin büyük oranda uygun olduğunu göstermektedir. Böylece, Covid-19 salgını sonrası sağlıklı kent yaşamında geliştirilecek yeni önerilere rehberlik edebilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: COVID-19 Sonrası Kentsel Kamusal Mekânların Dönüşümü |