Abstract
Orta Anadolu Bölgesinin Çankırı, Çorum, Kırıkkale ve Ankara illerinde genel
topografik yapı; Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya ırmaklarının oluşturduğu en düşük kota
sahip geniş ana vadiler ve ovalar ile bunlara ulaşan akarsuların ve onların yan kollarının
oluşturduğu nispeten dar vadiler şeklindedir. İlçe, belde ve köy halindeki yerleşim
birimleri çoğunlukla bu yan vadilerin ana vadiye açılan bölümlerinde veya orta kesimlerinde
bulunmaktadır.
Özellikle Ankara, Çankırı, Çorum ve Kırıkkale illerindeki birçok yan havzada genel olarak
orta yukarı bölümlerde metamorfikler, kristalin kayalar ve volkanikler gibi yüzey ve
yeraltısuyu kalitesini bozmayan jeolojik formasyonlar ile tatlı su içeren alüvyon akiferleri
yeralmakta olup, yan havzaların aşağı bölümlerinde ve ana vadiler ile ovalarda ise
evaporitik çökellerin yaygın olması nedeniyle sularda tuzlanma sorunu bulunmaktadır.
Havza yukarılarına doğru gidildikçe su kalitesi iyileşmekte, ancak yağış havzası ile
akiferin alanı daralarak ve kalınlığı azalarak küçülmekte; bunun sonucu olarak da yeraltısuyu
potansiyeli azalmaktadır. Ayrıca, yeterli hacme ve beslenme koşullarına sahip
olmayan havza yukarısındaki vadi alüvyonları hem aşırı kullanımdan, hem de kuraklıktan
çok çabuk etkilenmektedir. Bu tür alanlarda uzun yıllar önce inşa edilen drenaj
tesisleri son yıllarda yaşanan kuraklık nedeniyle yeraltısuyu seviyesinin düşmesi sonucunda
tamamen askıda kalmış ve kullanılamaz duruma gelmiştir. Bazı tesislerden ise
yılın ancak yağışlı aylarında su elde edilebilmekte, suya en çok ihtiyaç duyulan aylarda
su seviyesinin düşmesi sonucunda faydalanılamamaktadır. Su ihtiyacını kuyulardan
elde eden yerleşim birimleri ise benzer şekilde su seviyesinin düşmesi nedeniyle ya
pompalarını daha derine kurarak çözüm aramakta veya kuyularını derinleştirmektedirler.
Ancak bu bölgelerde akiferler sığ olduğundan (çoğunlukla 15-20 m) kuyuların derinleştirilmesi
bir sonuç vermemektedir. Sonuç olarak, bu tür dar vadilerde baraj, gölet gibi
yüzey depolamalarıyla birlikte tatlı yeraltısuyunun havza aşağılarına giderek tuzlanmasını
önlemek veya akiferlerde daha fazla su depolayarak yerleşim birimlerine sağlıklı
ve sürdürülebilir su sağlamak amacıyla yeraltı depolama projelerinin de uygulamaya
konması gerekmektedir.
Yeraltı barajları vadilerin daraldığı yerlerde ve genellikle taneli akiferlerde inşa edilmektedir,
ancak özellikle Japonya’da kireçtaşlarında enjeksiyon perdesi şeklinde inşa
edilen yeraltı barajları da bulunmaktadır. Yapılan işlem; akifer içinde geçirimsiz taban
birimi üzerine oturtulan bir perde inşa edilerek yeraltısuyu akımının engellenmesi ve
bu perde gerisinde suyun depolanması veya doğal halde hareket eden yeraltısuyunun
akışını engelleyerek akiferin doygun kalınlığının arttırılmasıdır. Depolanan yeraltısuyu
topografik, jeolojik, teknik ve ekonomik koşullara bağlı olarak cazibeyle veya çoğu kez
kuyulardan pompajla kullanıma sunulmaktadır.
Bu çalışmada, yeraltı barajlarının Orta Anadolu Bölgesindeki yan vadilerde yapılabilirliği
hidrolojik, hidrojeolojik, teknik ve ekonomik koşullar çerçevesinde tartışılmış ve bölgenin
özellikleri dikkate alındığında yeraltı baraj projelerinin uygulanabilir olduğu sonucuna
varılmıştır.