Özellikle 1990 sonrası dönemde, yükselen piyasa ülkelerinde ve geçiş ekonomilerinde yoğunlaşan finansal krizler bu ekonomiler için yıkıcı sonuçları olan ortak bir olgu haline geldi. Bu krizlerin en son (muhtemelen sonuncu değil) örneği 2001 yılı sonunda Arjantin’de yaşandı. Bu bölgede 1994’te şiddetli bir kriz yaşayan Meksika gibi Arjantin de 1980’lerden bu yana uluslar arası finans çevrelerinin (özellikle IMF) önerdiği politikaları başarılı bir şekilde uygulamış bir ülkeydi. Ancak Meksika’nın aksine kapsamlı bir finansal kurtarma operasyonunun yapılmaması Arjantin’in yaşadığı krizin ekonomik olduğu kadar sosyal ve siyasal alanda da şiddetlenmesine yol açmıştır. Bu çerçevede kriz, IMF reçetelerine duyulan güvenin önemli ölçüde sarsılmasına ve gelişmekte olan ülkelerin kendilerine özgü tedbirler almaları sürecinin ivme kazanmasına yol açmıştır.
Özellikle 1990 sonrası dönemde, yükselen piyasa ülkelerinde ve geçiş ekonomilerinde yoğunlaşan finansal krizler bu ekonomiler için yıkıcı sonuçları olan ortak bir olgu haline geldi. Bu krizlerin en son (muhtemelen sonuncu değil) örneği 2001 yılı sonunda Arjantin’de yaşandı. Bu bölgede 1994’te şiddetli bir kriz yaşayan Meksika gibi Arjantin de 1980’lerden bu yana uluslar arası finans çevrelerinin (özellikle IMF) önerdiği politikaları başarılı bir şekilde uygulamış bir ülkeydi. Ancak Meksika’nın aksine kapsamlı bir finansal kurtarma operasyonunun yapılmaması Arjantin’in yaşadığı krizin ekonomik olduğu kadar sosyal ve siyasal alanda da şiddetlenmesine yol açmıştır. Bu çerçevede kriz, IMF reçetelerine duyulan güvenin önemli ölçüde sarsılmasına ve gelişmekte olan ülkelerin kendilerine özgü tedbirler almaları sürecinin ivme kazanmasına yol açmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2002 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2002 Cilt: 3 Sayı: 2 |