İslam, beşer hayatının her alanını kuşatan vahiy kaynaklı bir uygarlık ve bir medeniyettir. Bu medeniyetin oluşumunda beşerin payı büyüktür. Hz. Peygamber (s.a.s) ile başlayıp sonraki dönemlerde kademeli olarak oluşan İslam medeniyetinin kurulması, vahiy kaynaklı temel bilginin derin anlayış ve kavrayış sahibi İslam âlimlerinin üstün çaba ve gayretleriyle işlenmek suretiyle fert ve toplum hayatının yapılandırılması neticesinde gerçekleşmiştir. İslam’ın toplum hayatına uygulanarak bir medeniyet haline gelmesinde İslam mütefekkiri İmam Azam Ebu Hanife (ö. 150/767) ve onun düşünce sistemini devam ettiren Hanefi ekolü mensuplarının seçkin bir yeri vardır. Hanefi ekolü, günümüzde her ne kadar amelî bir mezhep olarak bilinse de ilk dönem oluşum sürecine bakıldığında İslam’ın itikat, amel ve ahlak kısımlarını bir bütün olarak fıkıh başlığı altında birleştiren bir düşünce sistemi, İslam uygarlık ve medeniyetinin bir yansıması olduğu görülecektir. İslam’ın toplumlar tarafından kabullenip yayılmasında Hanefi ekolünün etkisi büyüktür. Özellikle Türkistan bölgesi, İslam’ın inanç, ibadet ve ahlaki değerlerini, Ebu Hanife’nin öncülüğünde oluşturulan özgürlükçü ve hoşgörülü İslam anlayışı sayesinde benimsemiştir. Mezhep, bir düşünce sistemi olduğundan Hanefi mezhebinin, “Hanefi düşünce sistemi” veya “Hanefi fıkıh medeniyeti” olarak isimlendirilmesi de mümkündür. Hanefi fıkıh medeniyetine katkı sağlayan önemli karakterlerden biri de Türkistan bölgesinde yaşayan Semerkantlı Ebu Mansur el-Mâtürîdî (ö. 333/944)’dir. Ebu Hanife’nin başta “el-fıkhu’l-ekber” olmak üzere beş eserindeki İslam itikadına dair görüşlerini müdellel hale getirerek sistemleştiren Mâtürîdî, itikat fıkhına yaptığı katkılarıyla daha çok kelamcı olarak bilinse de o, aynı zamanda Hanefi fıkhının hem usul hem de füru sahasında eserler yazmış bir Hanefi fakihidir. Mâtürîdî’nin Hanefi fıkıh medeniyetine sağladığı katkıyı, onun aynı zamanda bir Hanefi fakihi olması açısından inceleyeceğiz. Eğitim aldığı Hanefi merkezli ilmi çevre, Hanefi fıkhı kapsamında verdiği eserler, Hanefi fıkıh ilmi aktarım silsilesindeki yeri, bazı fıkhi görüşleri ve bunlara yapılan atıflar, usul ve füru fıkıhtaki konumu üzerinden Hanefi fıkıh medeniyetine katkısını tespit etmeye çalışacağız
Islam is a civilization originating from revelation that encompasses all areas of human life. The share of the humans in the formation of this civilization is great. Islam has become a civilization by being applied to the social life of the Islamic scholar Abū Hanīfa (150/767) and members of the Hanafī school who maintain his system of thought have a distinguished place. The influence of the Hanafī school is great in accepting and spreading Islam by the societies. Since the sect is a system of thought, the Hanafī sect can be called the “Hanafī thought system” or “Hanafī civilization”. al-Māturīdī was the head of the Sunnis in the Transoxiana region. He systematized views of Abū Hanīfa, in particular, in his work al-Fiqhu’l-akbar on Islamic belief system. al-Māturīdī was accepted as the theologian of the Hanafī, which was formed on the basis of the views of Abū Hanīfa. Although al-Māturīdī is known more as a theologian with the contributions he made to theology, he is also a Hanafī jurist. It is proved that al-Māturīdī was one of the Hanafī sect scholars his works in Hanafī jurisprudence. Imām al-Māturīdī is considered to be an important representative of the Hanafī tradition. al-Māturīdī has written works on both the methodology and the fiqh of the Hanafī jurisprudence. The fact that some of the Hanafī scholars are quoted in their works also indicates the place of Imām al-Māturīdī in Hanafī fiqh way. When al-Māturīdī’s commentary on the Koran is examined, it will also be seen that the Qur’anic covenants reached Hanafī sectarian order. The contribution of Imām al-Māturīdī to the Hanafī civilization will be examined in terms of the amic jurisprudence, not in terms of the juridical jurisprudence, but also because it is a Hanafī jurisprudence at the same time
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religion, Society and Culture Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2017 |
Submission Date | November 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 29 |