Ilmihals are generally books of Islamic jurisprudence, which consist of the matters of acts of worship, rules of conduct, belief and ethics that Muslims are prescribed to know. However, most of the ilmihal books are devoted to issues related to the acts of worship, and they try to explain the issues that the public needs most or makes mistakes and current issues. Many ilmihal books were written during the Ottoman period. One of them is Oflu Muḥammed Emīn Efendī’s (d. 1320 AH/1902 CE) treatise titled Nejāt al-mu’minīn.
Muḥammed Emīn Efendī was an important religious figure who gave effective sermons for sixty years in various places, especially Fatih Mosque, and drew attention to the corruption in society both in his works and in his sermons. Muḥammed Emīn Efendī, who had been a member of the Naqshbandiyya Sufi order for a while, later left his order stating that it had moved away from the religious path and become a means of self-interest. However, Oflu Hodja was not against Sufi orders and Sufism in general. He criticized ignorant people who deviated from the path of Sharia and use Sufi orders and Sufism for their own personal interests. In fact, his influence on the society led to the formation of a community around him called “Fatih Sofuları”, which had its own understanding of religion. There are Sufi works among the sources of Nejāt al-mu’minīn. This shows that Oflu Hodja was not against Sufism in general.
Muḥammed Emīn Efendī’s views and lifestyle have been likened by some contemporary researchers to those of the Qadızâdelis, a group of preachers who started a social and religious movement in the Ottoman Empire. Muḥammed Emīn Efendī, who earned his living by selling milk, was exiled for a period due to his harshstyle and some of his books were confiscated.
The ilmihal titled Nejāt al-mu’minīn is Muḥammed Emīn Efendī’s most famous work. Due to its unique language, style and content, it was one of the most popular works of its time and was published in both official and pirated editions. In addition, it differs from the other ilmihals because it also deals with Muslims’ life of worship of its time.
Nejāt al-mu’minīn does not deal with all the topics covered by ilmihal books. Most of it is devoted to matters related to ritual prayer, while having no mention related to the matters of pilgrimage. The topics of fasting, sacrifice and sadaqa al-fitr are explained very briefly. This is because the main purpose of the work is to correct the mistakes of the society related to the acts of worship. For this reason alone, the treatise mentions some of the erroneous behaviors that the people of that day practiced both individually and collectively. The work is also different from other ilmihal books in terminology of the language it used. Because Muḥammed Emīn Efendī, who was a preacher for many years, reflected the style of his sermons in his writings as well, and as a result, although his expressions were sometimes quite harsh, he mostly warned and advised Muslims. In the work, how to perform acts of worship is especially explained in detail. In this respect, Nejāt al-mu’minīn is a source that mirrors the religious, actual and cultural life of the period. This is probably one of the main reasons for its popularity and acceptance by the society.
In this article, first, Oflu Hodja's scholarly personality is briefly mentioned, then his treatise Nejāt al-mu’minīn is analyzed, and finally, within the framework of the issues addressed in the work, the understanding of worship of the late Ottoman people is compared with today’s understanding. The work has been analyzed through the editions available in the Ottoman archives; and in this context, its general characteristics in terms of language, expression and methodology have been explained, its sources have been identified and its content has been analyzed. While analyzing the content of the work, the jurisprudential issues in which Oflu Hodja disagreed with the Hanafī madhhab were also identified. In the last section of the article, the understanding of worship of the Ottoman people of the period within the framework of the treatise Nejāt al-mu’minīn has been compared with today’s understanding.
İlmihaller genel olarak bir kısmını Müslümanların bilmesinin farz olduğu ibadet, muâmelât, inanç ve ahlak konularını içeren fıkıh kitaplarıdır. Bununla birlikte ilmihallerin büyük kısmı ibadetlerle ilgili meselelere ayrılmış ve ilmihallerde halkın en çok ihtiyaç duyduğu yahut hata yaptığı konular ve güncel meseleler açıklanmaya çalışılmıştır. Osmanlı döneminde bu alanda çok sayıda eser yazılmıştır. Bunlardan biri de Oflu Muhammed Emin Efendi’nin (öl. 1320/1902) Necâtü’l-mü’minîn adlı risâlesidir.
Muhammed Emin Efendi başta Fatih Camii olmak üzere çeşitli yerlerde altmış yıl boyunca etkili vaazlar vermiş ve gerek eserlerinde gerekse vaazlarında toplumdaki bozulmalara dikkat çekmiş önemli bir din adamıdır. Bir dönem Nakşibendiyye tarikatına intisap eden Muhammed Emin Efendi sonrasında dinî çizgiden uzaklaşıp menfaat aracı haline geldiğini belirttiği cemaatinden ayrılmıştır. Ancak Oflu Hoca genel olarak tarikata ve tasavvufa karşı değildir. O, şeriat yolundan çıkarak tarikatı ve tasavvufu kendi şahsi çıkarları için kullanan cahilleri eleştirmektedir. Hatta onun toplum üzerindeki etkisi, çevresinde “Fatih Sofuları” adlı kendine özgü din anlayışı bulunan bir cemaatin oluşmasına yol açmıştır. Yine Necâtü’l-mü’minîn risâlesinin kaynakları arasında tasavvuf eserleri de vardır. Bu durum, Oflu Hoca’nın genel olarak tasavvufa karşı olmadığını göstermektedir.
Muhammed Emin Efendi’nin görüşleri ve yaşam tarzı, bazı araştırmacılar tarafından Osmanlı’da içtimaî ve dinî hareket başlatan vaizler topluluğu Kadızâdelilere benzetilmiştir. Geçimini süt satarak temin eden Muhammed Emin Efendi, üslubunun sertliği nedeniyle bir dönem sürgün edilmiş ve bazı kitaplarına el konulmuştur.
Necâtü’l-mü’minîn adlı ilmihal, Muhammed Emin Efendi’nin en meşhur eseridir. Kendine özgü dili, üslubu ve içeriği nedeniyle yazıldığı dönemin popüler eserlerinden biri olan bu ilmihalin resmî ve korsan olarak birden çok baskısı yapılmıştır. Ayrıca bu ilmihal, yazıldığı dönemin Müslümanlarının ibadet hayatına değinmesi nedeniyle diğer ilmihallerden ayrılmaktadır.
Necâtü’l-mü’minîn’de bütün ilmihal konuları işlenmemiştir. Eserin büyük çoğunluğu namazla ilgili bahislere ayrılmış, hac konusuna hiç değinilmemiştir. Oruç, kurban ve sadaka-i fıtır konuları ise oldukça kısa bir şekilde açıklanmıştır. Zira eserin asıl yazılma amacı, toplumun ibadet ederken yaptığı yanlışları düzeltmektir. Sırf bu nedenle risâlede ilmihal konularının arasında o günün insanlarının gerek bireysel gerekse toplu bir şekilde uyguladığı bazı hatalı davranışlardan söz edilmiştir. Eser, kullanılan dil bakımından da diğer ilmihallerden farklıdır. Zira uzun yıllar vaizlik yapan Muhammed Emin Efendi, vaazlarındaki üslubunu yazısına da nakşetmiş, bunun sonucunda bazen ifadeleri oldukça sertleşse de çoğunlukla Müslümanları uyarmış ve onlara nasihat etmiştir. Eserde özellikle ibadetlerin nasıl eda edileceği ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Necâtü’l-mü’minîn ilmihali bu yönüyle dönemin dinî, aktüel ve kültürel yaşantısına ayna tutan bir kaynak konumundadır. Büyük olasılıkla toplum tarafından beğenilmesinin ve kabul görmesinin temel nedenlerinden biri de budur.
Muhammed Emin Efendi Necâtü’l-mü’minîn risâlesini yazarken meşhur fıkıh kitaplarının yanı sıra tefsir, hadis ve kelâm kitaplarından da istifade etmiş, birçok yerde âyet ve hadisleri delil getirerek meseleleri açıklamıştır. Bir iki bahiste ise konuyla ilgili ayetleri tıpkı bir müfessir gibi tefsir etmiştir. Öyle ki risâleyi okuyan ilmihal bilgilerinin yanı sıra bir hocadan vaaz ve nasihat dinlemektedir. Birçok meselede dört mezhebin görüşüne yer vermiş, bazen tercihte bulunmuş, bazen de farklı bir mezhebin görüşünü benimsemiştir. İlmihalde fıkhî kavramları tanımlamış ve az da olsa küllî kaidelere yer vermiştir.
Araştırmada önce Oflu Hoca’nın ilmî şahsiyetinden kısaca söz edilmiş, ardından Necâtü’l-mü’minîn risâlesi tahlil edilmiş, en sonunda da eserde değinilen meseleler çerçevesinde son dönem Osmanlı halkının ibadet anlayışı günümüzle mukayese edilmiştir. Eser, Osmanlı arşivlerinde mevcut olan baskıları üzerinden tahlil edilmiş; bu kapsamda dil, anlatım ve yöntem bakımından genel özellikleri açıklanmış, kaynakları tespit edilmiş ve içeriği analiz edilmiştir. Eserin içeriği analiz edilirken Oflu Hoca’nın Hanefî mezhebine muhalefet ettiği fıkhî meseleler de tespit edilmiştir. Son bölümde ise Necâtü’l-mü’minîn risâlesi çerçevesinde dönemin Osmanlı halkının ibadet anlayışı günümüzle mukayese edilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Law |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2024 |
Submission Date | December 20, 2023 |
Acceptance Date | June 5, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 43 |