Aile, geleceğimizi inşa edecek bireylerin dünyaya gözlerini açtıkları ilk yerdir. Gelecek nesillerin sağlıklı bir şekilde yetişmesi için varlığı zorunlu olan aile, toplumun en önemli yapı taşını oluşturur. İslâm, meşru bir nikâh akdiyle kurulan aile müessesesine büyük önem vermiş, neslin devamlılığına vurgu yapmış ve ebeveynlere de çocukları konusunda çok önemli sorumluluklar yüklemiştir. Geleceğimizin teminatı olan çocukların bütün tehlikelerden uzak, fiziksel, ruhsal ve duygusal olarak sağlıklı bir şekilde yetişmeleri, toplumun varlığı için önem arz etmektedir. Çocuklarımız, heder edeceğimiz veya riske atabileceğimiz bir varlık değildir. Hz. Peygamber’in (s.a.) ifadesiyle “Çocuklarımız bizim ciğerparelerimizdir” ve onlar bize Allah’ın birer emanetidir.
İslâm, anne karnındaki cenin halinden, yetişkin bir birey oluncaya kadar hayatının bütün evrelerinde çocuğu gözetmiş ve hukuken bütün haklarını güvence altına almıştır. İslâm hukukuna göre küçükler, edâ/fiil ehliyeti açısından nakıs, tasarrufları konusunda ise kısıtlıdır. Biyolojik acizlikten ve nakıs ehliyetlerinden dolayı küçükler başkalarının himayesine ihtiyaç duyarlar. Zira onlar, dünyaya geldikleri ilk andan itibaren şahsî ve malî işlerini tek başlarına gerçekleştirebilecek kabiliyete sahip olmadıkları gibi fiziksel, ruhsal ve akli olgunluğa da sahip değillerdir. Küçüklerin bir başkasının himayesine ihtiyaç duyması, biyolojik olarak yetersiz olmaları ve hukukî zorunluluğa dayalı olarak ortaya çıkmaktadır. İslâm hukukunda çocukların şahsi ve mali haklarının himaye edilmesi velâyet veya vesâyet sistemiyle gerçekleşmektedir. Hukuki açıdan küçüklerin her türlü hak ve menfaatlerinin korunması velî veya vasîlerin marifetiyle gerçekleşmektedir. Velisi olmayanın velisi ise sultandır. Diğer bir ifadeyle velisi olmayanın hakları devlet tarafından kadılar eliyle koruma altına alınmaktadır.
Bir çocuğun huzurlu, güvenli ve sağlıklı olarak yetişebilmesi için en uygun imkân ve şartların sağlanabileceği yer hiç kuşkusuz kendi ailesinin yanıdır. Zira ebeveynlerin çocuklarına karşı beslemiş oldukları sevgi, şefkat ve merhamet onlar için en uygun ortamı hazırlamalarını gerektirir. Herhangi bir zorunluluk olmaksızın bir çocuğun ailesinden uzaklaştırılması onun zayi olma ve suça karışma riskini arttırdığı gibi başıbozukluğuna da sebebiyet verebilir. Normal şartlarda bir çocuğun sıcak aile ortamından ve ebeveyninden koparılması uygun olmasa da bazen aile içinde çocuğun fiziksel, duygusal ve ekonomik olarak ihmal edilmesi veya cinsel istismara maruz kalması bunu zorunlu kılmaktadır. Ebeveyn ve diğer aile fertleri tarafından ihmal ve istismara maruz kalan veya suç mağduru olan çocukların koruma altına alınması bir zorunluluğun gereğidir. Ancak hangi çocukların koruma altına alınması gerektiği konusunda siyahla beyazın ayrışması gibi bir netlik yoktur. Korunmaya muhtaç çocukların kimler olduğu konusunda farklı yaklaşımlar söz konusu olsa da Çocuk Koruma Kanununa göre, “bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru olan çocuklar” korunmaya muhtaç çocuk olarak addedilmektedir. Çocukların himaye edilip gözetilmesi anne babalar başta olmak üzere yakın akrabalar ile devletin yetkili mercilerine aittir. Ayrıca bu konuda toplumsal bir sorumluluk da söz konusudur.
İslâm hukukunda korunmaya muhtaç çocuk denildiğinde genellikle yetim, öksüz veya buluntu çocuklar akla gelmektedir. Bu çocuklara yönelik yapılan akademik çalışmalarda ise genellikle koruyucu aile veya evlat edinme konuları ele alınmıştır. Çalışmamızda ebeveyniyle birlikte yaşayan ve korunmaya muhtaç olan çocuklar ele alınacağından yetim, öksüz ve sahipsiz çocuklara değinilmemiştir. Bu konularla bağlantılı olarak koruyucu aile veya evlat edinme konusu da çalışmamızın kapsamına dahil edilmemiştir. Tespit edebildiğimiz kadarıyla öz ebeveyniyle birlikte yaşayan fakat devlet tarafından koruma altına alınması gereken çocuklar hakkında İslâm hukuku alanında ülkemizde müstakil bir çalışma yapılmamıştır. Bu çalışmanın ilgili meseleler bağlamında alana katkı sunması ve daha sonra yapılacak çalışmalara ise ışık tutması umulmaktadır.
Bu çalışmada ebeveynleriyle birlikte yaşayan çocukların hangi durumlarda devlet koruması altına alınıp alınmayacağının İslâm hukuku açısından incelenmesi hedeflenmektedir. Ancak ele alınan konuların kendi içerisinde birçok farklı meseleyi içermesi, aile içinde çocukların maruz kaldığı ihmal ve istismar olaylarının değişiklik arz etmesi, vuku bulan her bir olayın özel bir değerlendirmeye tabi tutulmasının mümkün olmamasından dolayı konular hakkında genel bir çerçeve çizilmeye çalışılmış ve örneklendirme yoluna başvurularak bütüncül bir bakış tarzıyla ilgili meselelerin aktarılmasına gayret edilmiştir.
Family is the first place in which our future individuals open their eyes to the world. Family, which is mandatory for the healthy upbringing of future generations, constitutes the most important building block of society. Islam attaches a great importance to the family institution established through a legitimate marriage contract and the continuity of the lineage, and imposes very important responsibilities on parents regarding their children.
It is very important for the existence of society which children, who are the guarantee of our future, grow up in a physically, spiritually and emotionally healthy way, away from all dangers. In the words of the Prophet, “Our children are our beloved ones” and they are entrusted to us by Allah.
Islam protects the children at all stages of their lives, from the fetal state in the mother's womb until they become adults, and legally secures all their rights. According to Islamic law, minors are deficient in terms of their capacity to act and are limited in their ability to act. Due to their biological helplessness and lack of capacity, minors need the protection of others. From the moment they are born, they do not have the ability to carry out their personal and financial affairs on their own nor do they have the physical, spiritual and mental maturity. The fact that minors need the supervision and protection of someone else arises due to their biological inadequacy and legal necessities. In Islamic law, the personal and financial rights of children are protected through the custody or guardianship system. In legal terms, all rights and interests of minors are protected by parents or guardians. The state is the guardian of those who have no guardian.
The place where the most appropriate opportunities and conditions can be provided for a child to grow up in a peaceful, safe and healthy way is undoubtedly his/her own family. The love, compassion and mercy that parents have towards their children require them to prepare the most suitable environment for them.
Although it is not appropriate to remove a child from a warm family environment and parents without a necessity, the physical, emotional, economic and sexual abuse that the child is exposed to within the family sometimes makes this necessary. It is a necessity to protect children who are neglected and abused by their parents and other family members, or who are victims of crime. The protection and supervision of children is the responsibility of parents, close relatives and the lawful authorities of the state.
When children in need of protection are mentioned in Islamic law, orphans, foundlings or found children usually come to mind. In academic studies conducted on these children, the issues of foster care or adoption are generally discussed. Since our study will focus on children living with their parents and in need of protection, orphans and homeless children will not be addressed. Therefore, the issue of foster family or adoption is not included in the scope of our study. It is hoped that this study will contribute to the field in the context of related issues and shed light on future studies.
The article aims to examine the issue of under which cases children living with their parents should be/should not be taken under state protection from the perspective of Islamic law. However, since the topics discussed in this article include many different issues within themselves, the incidents of neglect and abuse that children are exposed to within the family vary, and it is not possible to subject each incident to a special evaluation, the topics have been tried to be explained from a holistic perspective in the light of examples.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Law |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2024 |
Submission Date | January 14, 2024 |
Acceptance Date | June 26, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 43 |