One of the developments that took place in the last century of the Ottoman state, especially after the proclamation of the Tanzimat Edict, was the opening of modern law schools recognized as higher education institutions. The curriculum and books used in these schools differed substantially from the education model and mentality of classical fiqh. In courses other than fiqh methodology and Islamic inheritance law, topics were based on the theories of Western jurists, philosophers, and economists. This novel situation led to the rise of alternate legal channels than the traditional ones. In this context, Maktab-i Huquq student, Mahmud Asad Seydişehrî, published a magazine named Rawdha-i Huquq under the license he received in 1884. In addition to articles in the field of law, the journal published books on courses in the Maktab-i Huquq program. As far as we can determine, six books in different fields were published in this series. One of them, Telhis-i Hikmat-i Huquq, was a translation by Mahmud Asad of a French work on the philosophy of law. Two books, titled Hikmat-i Huquq and ‘İlm-i Tharwat, were one-to-one publications of notes taken by Mahmud Asad during lectures delivered by his much admired teacher Münif Pasha. Two more books, related to the method of jurisprudence (fiqh methodology) and faraidh (Islamic inheritance law), were his own writings, while the final book was an annotation that he had started to write on the new penal code. In this article, the identity of Mahmud Asad Seydişehrî as a jurist and statesman will be considered first, and later, the six books will be examined in outline.
Osmanlı Devleti’nin son yüzyılında özellikle Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra yaşanan gelişmelerden biri de yükseköğretim kurumu hüviyetini taşıyan modern hukuk mekteplerinin açılması olmuştur. Bu mekteplerin ders programı, müfredatı ve kitapları, artık klasik fıkhın eğitim modeli ve zihniyetinden oldukça farklı bir mahiyet arz etmiştir. Fıkıh usûlü ve feraiz dışındaki derslerde, bu meyanda mesela hukuk tarihi ve felsefesi, siyaset tarihi ve felsefesi ile iktisat tarihi ve felsefesi gibi alanlarda daha ziyade Batılı hukukçu, feylosof ve iktisatçıların teorileri esas alınmıştır. Bu yeni durum ve süreçler, Osmanlı’nın daha önce “fıkıh” merkezli olan yargısal ve normatif yapısını “hukuk” merkezli bir yapıya dönüştürmeye başlamış ve gelenekselden farklı yeni yeni hukuk mecralarının zuhurunu sağlamıştır. İşte bu bağlamda Mahmud Esad Seydişehrî de henüz Mekteb-i Hukuk öğrencisi iken 1884 yılında aldığı ruhsat ile Ravza-i Hukuk adını verdiği bir dergi çıkarmıştır. Bu dergi, hukuk alanında yazılar neşretmenin yanında Mekteb-i Hukuk programındaki derslerle ilgili kitap bölümlerini de tefrika suretiyle yayımlamıştır. Tespit edebildiğimiz kadarıyla bu seride farklı alanlarda 6 (altı) kitap yayımlanmıştır. Bunların biri Mahmud Esad’ın Fransızcadan yaptığı hukuk felsefesiyle ilgili Hikmet-i Hukuk yahut Hukuk-ı Tabîiyye isimli çeviridir. Telhîs-i Hikmet-i Hukuk ve İlm-i Servet başlığını taşıyan diğer iki kitap, çok takdir ettiği hocası Münif Paşa’nın Mekteb-i Hukuk’taki takrirlerinde tuttuğu ders notlarının birebir neşri konumundadır. Hanefî fıkıh metodolojisini konu edinen Usûl-i Fıkıh ile İslam miras hukuku alanındaki Ferâidü’l-feraiz isimli eserler doğrudan kendisinin telifidir. Serinin son kitabı ise 1858 tarihli yeni ceza kanununa (Ceza Kanunname-i Hümayunu) yapmaya başladığı şerh çalışması olan Şerh-i Kanun-ı Ceza’dır. Bu makalede önce Mahmud Esad Seydişehrî’nin hukukçu ve devlet adamı kimliği tespit edilecek, ardından söz konusu altı eser ana hatlarıyla incelenecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 21, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 79 Issue: 3 |