Roman Law had two basic principles of liability: the principles of objective and subjective liability. In the field of tort law, the principle of objective liability had started turning into subjective liability. The Lex Aquilia was a landmark in this regard. During the classical law period, the main principle of liability in the field of contract law was objective liability, and custodia liability was the most common form of strict liability. According to this understanding, the person who gave rise to the situation that caused the responsibility bears the consequences regardless of the reason. On the other hand, liability based on intent (dolus) began being accepted in the bonae fidei contracts in this period. In the post-classical period, fault liability was adopted, with negligence being taken into account when determining liability. The transition from objective liability to subjective liability necessitated the situation that had caused the liability to be investigated and to seek the fault of the debtor in the occurrence of an unlawful outcome. The basis of holding the debtor responsible according to his fault has brought with it the problem of how to determine fault (culpa). Culpa is divided into intent (dolus) and negligence (also culpa), and negligence is scaled to slight negligence (culpa levis) and gross negligence (culpa lata). Although the trend was found from strict liability to fault liability in the historical course of Roman law, these days the fault of the related person is rated and taken into account when determining responsibility to be able to maintain the equity (aequitas), and the areas where strict liability is accepted are also increasing.
Objective Liability Subjective Liability Fault İntent Negligence Gross Negligence Slight Negligence Custodia Liability Diligentia Liability Utilitas Principle
Roma Hukukunda esas olarak iki sorumluluk prensibi mevcuttur. Bunlar objektif ve sübjektif sorumluluk prensipleridir. Haksız fiiller alanında çok eski dönemlerden itibaren sübjektif sorumluluğa geçiş başlamıştır. Lex Aquilia kanunu bu konuda bir dönüm noktasıdır. Klasik hukuk döneminde, sözleşmeler alanında asıl olan objektif sorumluluk olup en yaygın görünüş biçimi olarak custodia sorumluluğu cari olmuştur. Bu anlayışta sorumluluğa neden olan duruma sebebiyet veren kişi bunun nedenine bakılmaksızın sonuçlarına katlanır. Öte yandan iyiniyet sözleşmelerinde ise kasttan sorumluluk bu dönemde kabul edilmeye başlanmıştı. Klasik sonrası dönemde ise kusur sorumluluğu benimsenmiş ve ihmal de sorumluluğun belirlenmesinde hesaba katılır olmuştur. Objektif sorumluluktan sübjektif sorumluluğa geçiş, sorumluluğa neden olan durumun araştırılmasını ve hukuka aykırı sonucun meydana gelmesinde borçlunun kusurunun aranmasını gerektirmiştir. Kusuruna göre borçlunun sorumlu tutulması esası ise beraberinde kusurun nasıl belirleneceği sorunsalını da getirmiştir. Kusur (culpa), kast (dolus) ve ihmal (culpa) olarak ayrılmış ve ihmal de kendi içerisinde hafif ihmal (culpa levis) ve ağır ihmal (culpa lata) olarak ölçeklendirilmiştir. Her ne kadar Roma hukukunun tarihsel süreci içerisinde kusursuz sorumluluktan kusur sorumluluğuna doğru bir gidişat yaşanmış ve sorumluluğun hesabında ilgilinin kusuru derecelendirilip hesaba katılmaya çalışılmış olsa da günümüzde hakkaniyetin sağlanabilmesi için kusursuz sorumluluğun kabul edilip yaygınlaştırıldığı alanlar da artmaktadır.
Objektif Sorumluluk Sübjektif Sorumluluk Kusur Kast İhmal Ağır İhmal Hafif İhmal Gözetim Sorumluluğu Özen Sorumluluğu Fayda Prensibi
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | July 22, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 80 Issue: 2 |