“Doğa dostu” , ‘İklim dostu harekete katıl” veya “Doğayı senin kadar düşünen” ve benzeri reklam beyanlarının yanı sıra ürün ambalajları üzerine konulan çevreye ilişkin semboller, logolar, onaylar, görseller ile “doğal”, “organik”, sürdürü lebilir” gibi ifadelerin günümüzde tüketicilerin ürün tercihinde önemli bir rol oynadığı bilinen bir gerçektir. Ancak, bu beyanların yalnızca bazıları gerçek durumu yansıtmaktadır ve haliyle diğerleri tüketiciler için yalnızca yanıltıcı, aldatıcı ve yanlış yönlendirici beyanlardan ibarettir. Bunların yanıltıcı olmasının nedeni söz konusu nitelemelere ilişkin açık ve şeffaf bir gerekçelendirmenin bulunmaması yanında çevreye uyum ve sürdürülebilirlik için alındığı iddia olunan önlemleri ile bunların olumlu çevresel sonucu arasındaki ilişkinin örneğin uygun bir sertifika ile kanıtlanmamış olmasıdır. İşte bu durumu ifade etmek üzere 90’lı yıllardan bu yana yeşil aklama (green washing) terimi kullanılmaktadır. Yeşil aklamayı önlemeye yönelik AB düzeyinde iki yasal düzenleme karşımıza çıkmaktadır: Yeşil Dönüşümde Tüketicilerin Güçlendirilmesine İlişkin Direktif ve Yeşil Beyanlar Direktifi Tasarısı. Türk Hukukunda ise yeşil aklamayı önlemeye yönelik halihazırda iki temel düzenleme bulunmaktadır. Bunlardan ilki TTK m. 5463 arasında düzenlenen haksız rekabete ilişkin hükümler, diğeri ise Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönet meliği ile buna dayalı olarak Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılan Çevreye İlişkin Beyanlar İçeren Reklamlar Hakkında Kılavuz’dur.
Sürdürülebilirlik Yeşil Aklama Yeşil Beyan Çevresel Beyan Haksız Ticari Uygulama Haksız Rekabet
It is a well known fact that environmental symbols, logos, approvals, visuals and expressions such as ‘natural’, ‘organic’, ‘sustainable’ and similar advertising statements as well as environmental symbols, logos, approvals, visuals on product packaging play an important role in consumers’ product preferences today. However, only some of these statements reflect the real situation and therefore others are only misleading, deceptive and misleading statements for consumers. They are misleading not only because there is no clear and transparent justification for such characterisations, but also because the relationship between the environmental compliance and sustainability measures claimed to have been taken and the positive environmental outcome of such measures is not proven, for example, by an appropriate certificate. The term ‘green washing’ has been used since the 90s to describe this situation. There are two legal regulations at EU level to prevent green laundering: Directive on Empowering Consumers in Green Transformation and Draft Green Claims Directive. In Turkish Law, there are currently two main regulations to prevent green laundering. The first one is the provisions on unfair competition regulated under Articles 5463 of the TCC, and the other one is the Regulation on Commercial Advertisements and Unfair Commercial Practices and the Guideline on Advertisements Containing Environmental Declarations issued by the Ministry of Trade based on this Regulation
Sustainability Greenwashing Green Claim Environmental Claim Unfair Commercial Practice Unfair Competition
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Public Law (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | August 21, 2025 |
Submission Date | November 2, 2024 |
Acceptance Date | May 26, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 83 Issue: 2 |