The issue of understanding/interpreting the anthropomorphic expressions, which are types of metaphorical expressions in the Holy Qur’an and which are attributed to Almighty Allah, in a way befitting the glory of Allah, has remained up-to-date and has been discussed until today. The followers of this issue can also have evaluated mutashabih expressions, which have implicit meanings or may contain different meanings, as an area where their sectarian interpretations gain legitimacy. The fact that many issues vary from sect to sect, from the definition of the concepts of muhkam, mutashabih or ta’wil to the wisdom of mutashabihs, from the criteria required for a verse to be accepted in the muhkam/mutashabih category to the meanings attributed to such expressions, is accepted as the most concrete indicator of this situation. In order to better understand the subject, individual topics related to these important issues were first focused on. Subsequently, within the scope of the study, metaphors such as Allah's hand, face, eye, rope, paint, camel, trick, istiwa, istihza, mentioned in the verses and examined, and which are mentioned in the el-Kashshaf and Ahl al-Sunnah tafsir of Zamakhshari, an important figure of the Mu'tazili tafsir understanding and Râzî's works named Mefâtîḥu'l-ġayb, which are accepted as an important source were compared to each other. With this comparison, it was aimed to determine to what extent two exegetes with sectarian affiliations reflected their theological disagreements on the attributes of Allah in their interpretations of the relevant verses. While the Mu'tazila approached these metaphorical expressions based on the principle of monotheism of Usul al-Khamsa, on which they based their view that Allah has no attributes other than Himself, the Ash'arites, on the other hand, attributed meaning to these attributes of Allah on a basis whose quality and nature we do not know. In this sense, even though the background is different, since both schools have a pure stance against simile, they have brought very close interpretations to these allegorical expressions such as the attributes of Allah. Regarding the issue of Ru'yatullah, Zamakhshari used the same verses as evidence to prove that Allah cannot be seen, while Razi used the same verses as evidence to prove that Allah can be seen. In this context, what makes our study different from the other studies in this field is that we try to explain the relationship of comments with presupposi-tions/background when appropriate. These topics, which find wide coverage in tafsir works, lead to significant studies today, especially in academic circles. All of these show that this issue remains fresh and that the last word cannot been said in the field.
Kur’ân-ı Kerîm’deki müteşâbih ifadelerin bir türü olan ve Yüce Allah’a izafe edilen insanbiçimci/antropomorfik anlatımların, Allah’ın şanına yakışır bir şekilde anlaşılması/yorumlanması meselesi güncelliğini koruyarak günümüze kadar tartışılagelmiştir. Anlamı kapalı veya farklı mânaları barındırabilen müteşâbih ifadeler, müntesipleri tarafından mezhebî yorumların meşruiyet kazanma alanı olarak da değerlendirilebilmiştir. Muhkem, müteşâbih veya te’vil kavramlarının tanımından müteşâbihlerin hikmetlerine, bir âyetin muhkem/müteşâbih kategoride kabul edilmesi için şart koşulan kriterlerden bu tür ifadelere yüklenen anlamlara kadar birçok meselenin mezhepten mezhebe değişiklik göstermesi bu durumun en somut göstergesi olarak kabul edilmektedir. Konunun daha iyi anlaşılması için öncelikle bu önemli meselelerle ilintili müstakil başlıklar üzerinde duruldu. Akabinde ise çalışma kapsamında incelenen âyetlerde geçen Allah’ın eli, yüzü, gözü, ipi, boyası, deve-si, mekr, istivâ, istihzâ gibi müteşabihler; Mu’tezilî tefsir anlayışının önemli siması Zemah-şerî’nin el-Keşşâf ve Ehl-i sünnet tefsirinde mühim bir kaynak olarak kabul görmüş Râzî’nin Mefâtîḥu’l-ġayb isimli eserleri üzerinden mukayese edildi. Bu mukayese ile mezhebî aidiyetleri olan iki müfessirin, Allah’ın sıfatları konusundaki kelâmî ihtilaflarının, ilgili ayetlerin tefsirine ne kadar yansıttıklarının tespit edilmesi hedeflendi. Mu’tezile, Allah’ın zatı dışın-da hiçbir sıfatının olmayacağı görüşünü temellendirdiği usûl-i hamsenin tevhid prensibinden hareketle söz konusu müteşâbih lafızlara yaklaşırken; Eş’ârîler ise keyfiyetini ve mahiyetini bilemeyeceğimiz bir esas ile Allah’ın bu sıfatlarına anlam yüklemişlerdir. Bu mânada arka plan farklı olsa bile iki ekolün de teşbihe karşı tenzihî bir duruş sergilemelerinden dolayı Allah’ın sıfatları türdeki bu müteşâbih ifadelere çok yakın yorumlar getirmişlerdir. Rü’yetullah meselesinde ise, Zemahşerî Allah’ın görülemeyeceğini, Râzî ise görülebileceğini ispatlamak için aynı âyetleri delil olarak kullanmışlardır. Bu bağlamda çalışmamızı, bu minvaldeki diğer çalışmalardan farklı kılan özellik ise; yeri geldikçe yorumların varsa ön kabullerle/arka planla ilişkisini açıklamaya çalışmamızdır. Tefsir eserlerinde kendisine geniş yer bulan bu konular, günümüzde özellikle akademik çevrede ciddi çalışmaların çıkmasına vesile olmuştur. Bütün bunlar hem bu konunun tazeliğini koruduğunu hem de bu alanda son sözün söylenemeyeceğini göstermektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 15 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 29 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 15 |