Dünya tarihi boyunca farklı sebepler ve biçimlerle bile
olsa göç var olagelmiş bir olgudur. Globalleşen dünyada sebep ve sonuçları
itibariyle çeşitli nitelik ve formlara (yasal göçmenlik, yasadışı göçmenlik,
mültecilik) bürünen göç dünyanın bir ucundan diğer ucunu etkileyebilecek
potansiyele ulaşmıştır. Niteliği her ne olursa olsun uluslararası göçün
doğurduğu kültürel, ekonomik ve politik sonuçlar sadece göçe maruz kalan
ülkelerde değil küresel ölçekte hissedilmeye başlanmıştır.
Kuzey Afrika, Ortadoğu ve özellikle son beş yıldır
Suriye’de yaşananlar sonucu yaşadıkları yerlerden olan mülteci ve sığınmacılar
AB üzerinde ciddi bir baskıya sebep olmuş, birlik üyeleri arasında
anlaşmazlıklar ve görüş ayrılıkları doğurmuştur. Sonuç olarak bugün ciddi bir
insani trajediye dönüşen mülteci krizi karşısında AB’nin mevzuatı birliğin
savunduğu değerlere uygun olmakla birlikte birliğin ve üye ülkelerin kriz
karşısında bu mevzuatı ne kadar uyguladığı, nasıl bir duruş sergilediği ve
ortak bir politika, strateji ya da çözüm bulma konusunda ne kadar yol kat
ettiği tartışma konusu olmuştur.
Çalışmamızda Avrupa Birliği’nin mülteci krizi esnasında
uyguladığı politikaların yine Avrupa Birliği tarafından tüm dünyaya karşı övünç
kaynağı haline getirilen “Avrupa Değerleri” ile çelişip çelişmediği Avrupa
Birliği hukukunun mülteci ve sığınmacılara yönelik mevzuatı da dikkate alınarak
bir değerlendirmeye tabi tutulacaktır.
Journal Section | Issue |
---|---|
Authors | |
Publication Date | July 27, 2017 |
Submission Date | June 14, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 16 Issue: 2 |