Çalışmada henüz kamu yönetiminde fazla yer edinmemiş olan habis sorun kavramını temel alarak afet olgusuna farklı perspektiften bakmayı hedeflenmektedir. Çalışma nitel araştırma yaklaşımına dayanan, keşfedici bir araştırma olup, veri toplama tekniği olarak literatür taraması ve arşiv incelemesine dayanmaktadır. Arşiv incelenmesinde hem habis sorun hem de afet ile ilgili ulusal ve uluslararası raporlardan, makalelerden faydalanılmıştır. Bu çalışmada afet olgusunun bir habis sorun olduğu varsayımından hareket edilmiştir. Habis sorunun tanımında kullanılan ayırt edici nitelikler üzerinden gidilerek afet olgusunun habis bir sorun olduğu varsayımı doğrulanmıştır. Öncelikle afet olgusu habis sorunların karmaşıklık özelliğini taşımaktadır. Bu özellik, sorunun net bir şekilde tanımlanamaması ve formüle edilememesi durumudur. İkincisi, belirsizlik olup karmaşıklığın doğal sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Buradaki temel mesele hem sorunun nedenleri hem de çözümleri hakkında bilinmezlik durumudur. Sorunla ilgili olan bilimsel bilgi eksikliğinden kaynaklı bilgi belirsizliği; sorunları çözmeye çalışan paydaşların/aktörlerin farklı bakış açısına sahip olması stratejik belirsizliği; sorunların hangi kurumlar veya örgütler, idari düzeyler tarafından ele alınıp çözüleceği ise kurumsal belirsizliği oluşturmaktadır. Üçüncüsü, çözümüne karşı dirençli veya bağışık olma, sorunun yüksek karmaşıklık ve belirsizlik içermesinden kaynaklı olarak tam olarak doğru ve uygun çözümlerin ortaya konulmaması durumudur. Dördüncüsü, sınırları aşma, habis sorunların neden olduğu alt problem kategorileri sebebiyle birden fazla sektörü, yönetim düzeyini ya da örgütleri içermesi meselesidir. Beşincisi, aktörler arasında fikirler arası anlaşmazlık, habis sorunların çözümüne yönelik olarak bir araya gelen aktörlerin farklı bakış açılarına (kültürel normlar, kurumsal yapılar) bağlı olarak ortaya çıkan çelişkilerdir. Altıncısı, sabit olmama, içeriğinin, kapsamının ve sınırlarının sürekli değişmesi durumudur
kamu yönetimi habis sorun afet olgusu Public administration wicked problems disaster phenomenon
In the study, it is aimed to look at the phenomenon of the disaster from a different perspective, based on the concept of wicked problem, which has not yet gained much place in public administration. The study is an exploratory research based on qualitative research methodology and it is literature review and archive analysis as a data collection technique. Articles and national and international reports about both the wicked problem and the disaster were used in the archive analysis.
In this study, it is assumed that the disaster phenomenon is a wicked problem. The assumption that the disaster phenomenon is a wicked problem has been confirmed by going through the distinguishing features used in the definition of the wicked problem. First of all, the disaster phenomenon is a matter of complexity of wicked problems. This is the case when the problem cannot be clearly defined and formulated. The second is uncertainty, which emerges as a natural consequence of complexity. The main issue here is the uncertainty about both the causes of the problem and its solutions. Information uncertainty due to the lack of scientific knowledge about the problem; strategic uncertainty due to stakeholders/actors trying to solve problems have different perspectives and institutional uncertainty constitutes which institutions or organizations and administrative levels will address and solve the problems. Third, being resistant or immune to its solution is a situation in which not exactly correct and appropriate solutions are put forward due to the high complexity and uncertainty of the problem. Fourth, it is a question of crossing borders involving more than one sector, level of administration or organization because of sub-problem categories caused by wicked problems. Fifth, disagreements among actors are the contradictions that arise due to the different perspectives (cultural norms, institutional structures) of the actors who come together for the solution of wicked problems. Sixth, it is not fixed; its content, scope and boundaries are constantly changing.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Issue |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2022 |
Submission Date | October 15, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 24 Issue: 2 |