Art, which is as old as human existence and belongs to human beings, has manifested itself in different ways in societies in every age and period. Art shaped by human hands, perception and effort; It is one of the most important expression and expression methods. In this context, the art of primitive man, which took its place in the history of art as the first work of art, and the expressive side of cave paintings were examined. Purpose of the research; Based on cave paintings, it is to examine the features of the expressionism art movement that emerged in Germany at the beginning of the twentieth century and the works of artists. Expressionism movement opposed to the Impressionism movement, which emerged before it, to examine the outside world and transfer what they saw directly to their art, and it was a movement that the artist turned into himself and used objects and everything they saw to convey their own feelings and thoughts. In this direction, the effects of the first world war, the enslavement of people by the industrial revolution, the alienation of modern urbanism and the uncertainty of the future are the subjects of German Artists' art. The art made as magic by primitive man, who seeks a supernatural power to take refuge in the face of the frightening power of nature in cave paintings, transforms into expressing the frightening aspects of wars and alienation in the twentieth century. In this direction, despite the intervening ages, the desire of man to express himself, its transfer to the outside world, the meanings attributed to art according to societies and civilizations, and the change it has undergone from the first age to the modern age have been tried to be revealed.
İnsanın varlığıyla yaşıt ve insana ait eylem olan sanat, her çağda ve dönemde toplumlarda farklı şekillerde kendini göstermiştir. İnsan eliyle, algısıyla ve çabasıyla şekillenen sanat; en önemli ifade ve anlatım yöntemlerinden biridir. Bu bağlamda ilk sanat eseri olarak sanat tarihinde yerini almış ilkel insanın sanatı, mağara resimlerinin içinde barındırdığı dışa vurumcu taraf incelenmiştir. Araştırmanın amacı; mağara resimlerinden yola çıkarak yirminci yüz yılın başında Almanya’da ortaya çıkan ekspresyonizm bir diğer adıyla dışavurumcu sanat akımı özellikleri ve sanatçıların eserlerinin üzerinden incelemelerde bulunmaktır. Ekspresyonizm akımı kendinden önce ortaya çıkmış empresyonizm akımının dış dünyayı incelemesi ve gördüklerini doğrudan sanatına aktarmalarına karşı çıkarak, sanatçının kendi içine döndüğü, nesneleri ve gördükleri her şeyi kendi duygu ve düşüncelerini aktarmak için kullandıkları bir akım olmuştur. Mağara resimlerinde doğanın korkutucu gücü karşısında kendisine sığınacak doğaüstü güç arayan ilkel insanın sanat aracılığıyla büyü olarak yaptığı sanat, yirminci yüzyılda savaşların ve yabancılaşmanın korkutucu taraflarını ifade etmesine dönüşmektedir. Bu bağlamda aradan geçen çağlara rağmen insanın içinde barındırdığı kendini ifade etme isteği, dış dünyaya aktarışı ve sanata yüklenen anlamın toplumlara ve medeniyetlere göre yüklenen anlamları değişiklik gösterilmiştir. Örneğin; Tarih öncesi çağlarda insanın doğayla mücadelesi ilkel insanın yaşamının temeliydi. Bu bağlamda sanatta ilkel insanın ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda icra edilmekteydi. Yaşamın devamı için doğaya karşı üstün gelme ihtiyacı, av faaliyetlerinin istedikleri şekilde gerçekleşmesi; ilkel insanın doğadan daha büyük bir güce sığınma ihtiyacını doğurmuştur. Toplumsal bir inanç ve ihtiyaç olan bu büyük güç avda galip gelindiğini gösteren, büyü amacıyla yapılan mağara duvar resimleridir. Varlığından beri tam olarak tanımı yapılamamış sanatın bahsi geçen örneklerin arttırılmasıyla ilk çağdan modern çağa kadar uğradığı değişim ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 2 Ocak 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 27 Kasım 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 8 Sayı: 2 |
https://dergipark.org.tr/tr/pub/ijca