Bu çalışma, iş ortamı ile çalışan refahı arasındaki karmaşık ilişkiyi, konaklama sektöründeki bir zincir otel aracılığıyla ele almaktadır. Veri toplama yöntemi olarak, katılımcıları perspektiflerini samimi bir şekilde paylaşmaya teşvik etmek amacıyla yarı yapılandırılmış bir şekilde oluşturulmuş anket tasarımı benimsenmiştir. Araştırma, incelenen zincir otel içindeki kapsamlı çalışan tabanını kapsamış olup, örnekleme hesaplaması yöntemi kullanılarak yüzde 95 güven düzeyi ve yüzde 5 hata payı ile 344 katılımcıdan görüş toplanmıştır. Araştırma bulgularının analizi, işyeri stresinin çoğunlukla olumsuz bir etki yarattığına dair çalışanlar arasında yaygın bir duyarlılık vurgulamaktadır. Açıkça görülmektedir ki, katılımcıların önemli bir kısmı iş ortamını stres seviyelerinin artışı ile ilişkilendirmektedir. Ayrıca, gece vardiyasına ilişkin olarak da önemli bir fikir birliği göze çarpmakta olup; çoğunluk bu çalışma saatlerinin stresi artırdığını belirtmektedir. Bunun yanında, çalışanlar, uzun iş saatleri ile stres arasındaki ilişki konusunda belirsizlik sergilemektedir. Özellikle yüklü iş yükünün bir stres faktörü olarak evrensel kabul edilmesi dikkat çekicidir. Bu faktörler, çalışan üretkenliğini karmaşık bir biçimde şekillendirmekte ve organizasyonun etkinliğinin artırılabileceği alanları aydınlatmaktadır. Araştırma, katılımcılar arasında, yönetici görüşlerine ilişkin algılanan belirsizliğin yaygın bir endişe kaynağı olduğuna dair belirgin bir dinamiği yansıtmaktadır. Bu belirsizlik, çalışanlar arasında stresi devam ettirerek, yönetici-çalışan iletişiminin güçlendirilmesinin ve böylece stresi hafifletmenin ve iş taahhüdünü artırmanın önemini vurgulamaktadır. Sonuç olarak, bu çalışma, iş ortamı ile çalışan refahı arasındaki kritik etkileşimi, konaklama sektörü kapsamında vurgulamaktadır. Stres yaratan faktörleri tespit ederek ve iletişim kanallarını geliştirerek, organizasyonlar çalışan refahını destekleyebilir ve böylece iş hedeflerine olan taahhütlerini gerçekleştirebilir.
This study delves into the intricate relationship between the work environment and employee well-being, with a focus on a chain hotel within the accommodation sector. The primary data collection method involved a meticulously designed questionnaire, formulated in a semi-structured manner to encourage participants to share their perspectives candidly. Our investigation encompassed a comprehensive employee base, totaling 3250 individuals within the chain hotel under scrutiny. Employing a sample calculation technique with a 95% confidence level and a 5 percent margin of error, we gathered insights from 344 participants, subsequently shaping our analysis. Analysis of the research findings unveils a prevailing sentiment among employees, wherein workplace stress exerts a predominantly negative influence. Evidently, a significant portion of respondents associates the work environment with an escalation of stress levels. A consensus emerges surrounding the nocturnal shift, with the majority attributing heightened stress to such work hours. Conversely, employees exhibit a degree of uncertainty regarding the correlation between extended work hours and stress. Notably, the burden of an elevated workload garners unanimous acknowledgment as a potent stress factor. These determinants intricately shape employee productivity, shedding light on areas where the company's efficacy might be enhanced. Intriguingly, the research indicates a pervasive concern among participants about their perceived ambiguity regarding managerial sentiments. This opacity perpetuates stress among employees, highlighting the significance of bolstering manager-employee communication to alleviate stress and foster heightened work commitment. By discerning stress-inducing factors and advocating for enhanced communication channels, organizations can bolster employee welfare, thereby fortifying their commitment to organizational objectives.
Employee well-being Workplace stress Work environment Stress determinants Hospitality industry
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Organisational Behaviour |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | October 31, 2023 |
Publication Date | October 31, 2023 |
Submission Date | September 1, 2023 |
Acceptance Date | October 29, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
Journal EMI e-mail Adresi: internationaljournalemi@gmail.com
JOURNAL EMI Creative Commons Attribution 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.