Doğu-Batı ayrımı coğrafi bir yöne işaret etmektedir ancak kavramsal düzeyde de karşılığı olan bu ayrım daha çok sınırları zihinsel bir boyuta taşımaktadır. Doğu ile Batı arasında bu zihinsel sınırların yaratılmasında oryantalizmin rolü büyüktür. Oryantalizm, Batı’nın Doğu hakkındaki kolektif hayal ürünü ya da Batılı çevrelerce Doğu’nun mercek altına alındığı çalışma alanı olarak tanımlanır. Batı olarak nitelendirilen çevrenin sınırları dışında kalan alanı mitleştirme ya da ötekileştirme üzerine bir bakış açısına sahiptir. Bu bağlamda Oryantalizm, akademik, politik, sosyolojik, ve sanatsal olarak belli çerçevelere göre Doğu’yu yapılandırma uğraşı olarak da adlandırılabilir. 20. Yüzyılın son çeyreğinden günümüze oryantalizme hakim olan bu düşünce yapısı ve sömürgecilikle ilişkisi akademik ve sanat camiasında sıkça tartışılan bir konudur. Özellikle Edward Said ile yoğunlaşan bu tartışmalar, süreç içerisinde sömürge sonrası ülkelerin bağımsızlık hareketleri ile beraber post-kolonyal teori kapsamında devam etmektedir.
Sömürgecilik sonrası dönem olarak ifade edilen postkolonyalizm; kolonyalizmi eleştiren ve sorunsallaştıran bir kuram olarak ortaya çıkmıştır. Postkolonyalizmle birlikte öne çıkartılan çokkültürlülük, kültürlerarası diyalog, kimlik ve öteki gibi kavramlar postmodern camiada karşılık bulmuş ve modernizme alternatif olarak sunulmuştur. Etnik kökenleri öne çıkartan bu yaklaşımlar zamanla Avrupa-merkezci bakış açısı tarafından formülize edilerek egzotik ve otantiklik vurgusuyla amacından uzaklaştırılarak ve kültür endüstrisinin metasına dönüştürülmeye çalışılmıştır. Çağdaş sanatın paradigmaları açısından da karşılığı bulunan postkolonyalizm, oryantalizmin sınırlarındaki bir alanda konumlanmıştır. Kendi kimliği üzerinden kendini oryante eden bu tavra geliştirilen eleştiriler literatüre self-oryantalizm olarak geçmiştir.
Bu çalışmada, postkolonyalizm üzerinden doğu-batı kavramlarına ve postkolonyalizm çerçevesinden oryantalizme vurgu yapılmaktadır. Doküman analizi çerçevesinde postkolonyal teorilerin çağdaş sanat alanındaki karşılığı kuramsal boyutta incelenmiştir. Konu ile ilgili getirilen eleştirilere odaklanılarak batılı olmayan sanatçıların konu kapsamındaki üretimleri irdelenmiş ve saptamalarda bulunulmuştur. Bu doğrultuda, konu ile ilgili tartışmalara alternatif bir bakış açısı sunmak ve literatüre katkı sağlamak amaçlanmıştır.
Sakarya Üniversitesi
The distinction between the East and the West points to a geographical aspect; however, that distinction is mostly constituted from a conceptional ground that brings those boundaries to a mental dimension; and to create such mental boundaries, the term, Orientalism, has the greater role to play compared to its counterparts. Orientalism is academically defined as the collective imagination of the West about the East or the field of study in which the East is conceptually scrutinized by the Western circles. Those circles of the West have the tendency to mythologize or marginalize the entities that are outside of its perimeter. Therefore, Orientalism also can be called an effort to structure the East, according to the Western academic, political, sociological, and artistic frameworks. It is also known that this mindset, which has dominated the concept of Orientalism since the last quarter of the 20th century, and whose arms mainly correlate with colonialism, is a subject that is frequently debated in the academic and fine arts communities. Those debates, which have been especially intensified by the writings of Edward Said, continue within the scope of post-colonial theories and the independence movements of the once-colonized nations,
Post-colonialism, which connotes an alternative to the exploitation of colonized people and their lands, has emerged as a theory that criticizes and problematizes the concept of colonialism. Moreover, within the concept of post-colonialism, the terms such as multiculturalism, intercultural dialogue, identity, and the other, have found a reception in the post-modern community, and those terms presented as an alternative against the ones, once related to the world of colonialism. However, over time those approaches, which emphasize the meaning of ethnic origins and such, have started to be formulated—with the emphasis on terms like exotic ad authenticity—by the Eurocentric perspective, to transform them into a commodity of the culture industry of the West. Moreover, Post-colonialism, which also corresponds with the paradigms of contemporary art, started to locate itself around the borders of Orientalism, and therefore, basic criticisms are formed against the identity that orientalizes the self, also known as self-orientalism.
This study thus aims to emphasize the meanings of the concepts such as the idea of east and west, post-colonialism versus colonialism, and the context of orientalism. To do such emphasis—within the framework of document analysis—the equivalent of postcolonial theories in the field of contemporary art has been examined theoretically. The productions of non-Western artists within the scope of the subject are examined and determinations are made through the focus on the criticisms brought about in response to the subjects such as post-colonialism on contemporary art. Therefore, it is aimed that this article will present an alternative perspective to the academic discussions on those conversations and contribute another consciousness to the post-modern literature.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2021 |
Submission Date | September 2, 2021 |
Acceptance Date | November 26, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 6 Issue: 4 |
International Journal of Human and Art Studies İJHAR; Licensed under the Creative Commons Attribution 4.0 International License.
International Journal of Human and Art Studies IJHAR has been registered with the decision of the Turkish Patent and Trademark Office, numbered 71248886-2020/24446 / E.2020-OE-458377.