Culture is the sum of all material and spiritual values, beliefs, norms, traditions, works of art, language, lifestyle and similar elements of a community or society. These elements express the common denominators and shared meanings that individuals create in the environment in which they live together. For example, the forms of speech used in a language reflect the hierarchies and degrees of respect in interpersonal connections, while an expression or utterance often embodies a cultural aspect of that language, making it difficult to fully understand the intended message of the expression without grasping that cultural aspect. Foreign language learning is not only limited to learning new vocabulary and grammatical rules, but also includes the process of discovering and understanding the cultural elements hidden in a language. Every language reflects the values, beliefs, traditions and lifestyles of the society in which it is spoken. The most profound examples of these reflections are proverbs and idioms that show the values and norms of that society. Learning not only the vocabulary but also the cultural contents of a language deepens second language learning and increases language proficiency. Therefore, including cultural content in second language teaching enables students to go deeper into the language and helps them to communicate more effectively by increasing their cultural awareness. In this article, the importance of the influence of culture in second language learning will be evaluated through examples of proverbs and idioms from three different languages, which are difficult to understand or misunderstood if cultural elements are not known, although vocabulary and grammatical rules are known.
Kültür, bir topluluğun veya toplumun sahip olduğu tüm maddi ve manevi değerlerinin, inançlarının, normlarının, geleneklerinin, sanat eserlerinin, dilinin, yaşam tarzının ve benzeri unsurlarının toplamıdır. Bu unsurlar, bireylerin bir arada yaşadıkları ortamda oluşturdukları ortak paydaları ve paylaşılan anlamları ifade eder. Örneğin, bir dilde kullanılan konuşma biçimleri, kişilerarası bağlantılardaki hiyerarşilerini ve saygı derecelerini yansıtırken, bir ifade veya söz, genellikle o dilin kültürel bir yönünü somutlaştırarak, bu kültürel yönü kavramadan ifadenin amaçlanan mesajını tam olarak anlamayı zorlaştırır. Yabancı dil öğrenimi, sadece yeni kelimeleri ve gramer kurallarını öğrenmekle sınırlı kalmaz, aynı zamanda bir dilin içinde gizlenmiş kültürel ögeleri keşfetme ve anlama sürecini de içerir. Her dil, konuşulduğu toplumun değerlerini, inançlarını, geleneklerini ve yaşam biçimlerini yansıtır. Bunların yansıtılmasının en köklü örnekleri ise o toplumun değerlerini, normalarını gösteren atasözleri ve deyimleridir. Dilin sadece kelime hazinesini değil, aynı zamanda kültürel içeriklerini de öğrenmek, ikinci dil öğrenimini derinleştirir ve dil yeterliliğini artırır. Bu nedenle, ikinci dil öğretiminde kültürel içeriğe yer vermek öğrencilerin, dilin derinliklerine inmelerini sağlar ve kültürel farkındalıklarını artırarak daha etkili iletişim kurmalarına yardımcı olur. Bu makalede ise ikinci dil öğreniminde kültürün etkisinin önemi, üç farklı dilden kelime ve gramer kurallarının bilinmesine rağmen kültür ögeleri bilinmediği takdirde anlaşılması güç veya yanlış anlaşılma ihtimalleri olan atasözleri ve deyimler örnekleri üzerinden değerlendirilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Linguistic Performance Science |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | June 1, 2024 |
Acceptance Date | August 6, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 10 Issue: 23 |
International Journal of Humanities and Education (IJHE)
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-No Derivatives 4.0 (CC BY-NC-ND 4.0) International License.