Sanat var olduğu günden bu yana, ressamlar ölüm temasını işlemiştir. Ölümün sanattaki yerini görebilmek için öncelikle tanımını, dinlerdeki ve felsefedeki yerini ve çağlar boyunca yüklendiği anlamları bilmek gereklidir. Ölüm, canlının, yaşamsal faaliyetlerini kaybetmesi olarak tanımlanır. Semavi dinlerde, diğer dünyaya geçiş yolu olarak algılanırken, ölümün bir son olmadığı tam tersi ebedi hayatın başlangıcı olduğu inancı hakimdir. Felsefe alanında ise ölüm için birçok düşünce ortaya atılmıştır. Tüm tanımları ve ölüm hakkındaki fikirleri kapsayan bu araştırma, ölüm ve sanat ilişkisi kapsamında üretilen sanat eserlerinden örneklerin incelenmesini de içermektedir. Sanat, bilim, felsefe ve mimarlık alanlarında Grek ile Roma arasındaki bağın kurulmasını sağlayan Rönesans, insanın keşfedilmesidir. Şüphesiz bu keşfin resim sanatına da getirdiği yenilikler vardır. Bu araştırmada, değişen ve gelişen resim sanatının süreci, ölüm teması dikkate alınarak incelenmiştir. Seçilen ressamların hayatları ve ölüm temalı eserleri analiz edilmiştir. Rönesans resim sanatının gelişim ve değişim sürecini yakından etkileyen görseller seçilmiştir. Rönesans resim sanatında üretilen ölüm temalı resimler, incelenerek, ortak ve farklılık gösteren yönleri ortaya konulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 3 Sayı: 5 |