Jacques Lacan, one of Sigmund Freud's students, expressed philosophy, psychology and linguistics dialectically with the concepts he put forward in the field of psychoanalysis. Lacan systematized the theories of his teacher Freud by re-reading them. In doing so, he produced a series of new concepts such as the Real, the imaginary, the symbolic, the mirror phase, jouissance, the Other. Lacan constantly changed and developed these concepts. Thus, Lacan's metaphorical language became conceptually rich and scientifically difficult to understand.
The key concept in Lacan is desire. What brings desire into being is the lack that arises from the separation from the first Other. The subject thinks that this loss will be completed when he finds the object. However, the object that causes desire has no existence. Therefore, the lost object is unattainable. The lost object is structurally impossible by nature. Objects of desire are produced to replace the impossible object. Of these, the objet petit a is the privileged object. Because it is the sacrifice of this object/impossibility that creates the objet petit a. The subject is established through the missing object. The lack of the object is the reason why the subject establishes a relationship with the world. It is the hope of regaining the lost object that pushes the subject into this relationship.
Attila İlhan, one of the most important poets of the Republican Era, expresses the search for the lost object in his poem Pia, which he published in 1954 in his book Boulevard of the Mist, in which he shifts from social themes to individual themes. In this study, Attila İlhan's poem Pia will be analyzed with the concepts put forward by Jacques Lacan.
Sigmund Freud’un öğrencilerinden olan Jacques Lacan, psikanaliz alanında ortaya koyduğu kavramlarla felsefe, psikoloji ve dilbilimi diyalektik olarak ifade etmiştir. Lacan, hocası Freud’un teorilerini yeniden okuyarak sistematikleştirmiştir. Bunu yaparken de Gerçek, imgesel, simgesel, ayna evresi, jouissance, Öteki gibi bir dizi yeni kavram üretmiştir. Lacan bu kavramları sürekli değiştirip geliştirmiştir. Böylece Lacan’ın metaforik dili kavramsal açıdan zenginleşirken bilimsel açıdan anlaşılması güç bir hale gelmiştir.
Lacan’da anahtar kavram arzudur. Arzuyu ortaya çıkaran ise ilk Öteki’den ayrılışın ortaya çıkardığı eksikliktir. Özne bu kayıp nesneyi bulunca tamamlanacağını düşünür. Oysa arzulamaya neden olan nesnenin hiçbir mevcudiyeti yoktur. Bu nedenle kayıp nesne ulaşılmazdır. Kayıp nesne doğası gereği yapısal olarak imkânsızdır. İmkânsız nesnenin yerini doldurmak için arzu nesneleri üretilir. Bunlardan objet petit a ayrıcalıklı nesnedir. Çünkü objet petit a’yı ortaya çıkaran şey bu nesnenin/ imkânsızın feda edilmesidir. Kayıp nesne sayesinde özne kurulur. Nesnenin eksikliği öznenin dünyayla ilişki kurmasının sebebidir. Özneye bu ilişkiye iten kayıp nesneye kavuşma ümididir.
Cumhuriyet Dönemi’nin önemli şairlerinden olan Attila İlhan, toplumsal temalardan bireysel izleklere geçtiği, 1954’te Sisler Bulvarı kitabında yayımladığı Pia isimli şiirinde kayıp nesnenin arayışını dile getirmektedir. Bu çalışmada Attila İlhan’ın Pia isimli şiiri Jacques Lacan’ın ortaya koyduğu kavramlarla incelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Dili ve Edebiyatı (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 4 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 12 Sayı: 1 |