When we look at the rise of modernity at the last two centuries which occurs especially in the area of finance, naturally the Islamic world and the Muslim community make a struggle against this unconscionable attack to search for a way out. Cruel and vulgar exploitation of all the earth, including especially resources of the countries outside the western basin, constitutes the financial strength of the modern West as a result of its secular mentality which knows no boundaries. We use the term of “cruelty” because, today majority of the world’s important sources, are under the attack of the Modern Western civilization both conventionally or covertly. When it comes to values that form the basis of western civilization are not its pseudo-scientific development, technological breakthroughs or brilliant moves in the commercial area. The power of west, mentioned above, can never be underestimated and this power comes from its incorrigible appetence and skill to exploit the societies outside its geography both conventionally or covertly. So it seems too hard for Muslims to show a strong resistance at the desired level against this power especially by emulating this power at the practical level but not in a mental sense.In this study, we will try to discuss about how Muslims do/should struggle, both mentally and practically, against looting attacks comes from western civilization that ruin the all of the accumulation of humanity. This struggle represents a useful effort for not only Muslim community but also the whole of humanity under the infests of modernity
Modernliğin özellikle maddi yükselişine tekabül eden son iki yüzyılına baktığımızda, doğal olarak İslâm dünyası ve Müslüman toplumların bu ölçüsüz taarruza karşı çıkış yolu olacak bir arayış ve gayret içerisinde oldukları görülür. Modern Batı’nın maddi gücünü büyük ölçüde seküler ve sınır tanımaz zihniyeti sonucu başta kendi havzası dışında kalan ülkelerin kaynakları olmak üzere tüm yeryüzünü acımasızca ve hoyratça kullanması oluşturmuştur. Acımasızca diyoruz, çünkü bugün dünyanın önemli kaynaklarının kahir ekseriyeti, açık ya da örtülü bir şekilde modern Batı medeniyetinin işgali altındadır. Ve Batı’yı Batı yapan da, ne salt bilimsel gelişmişliği, ne gerçekleştirdiği teknolojik atılımlar, ne de ticari alandaki parlak hamleleridir. Batı’nın tüm bu yukarıda sıraladığımız ve asla küçümsenemeyecek gücünün arka planında yatan saik, onun, bir şekilde kendi coğrafyası dışındaki toplumları- dolaylı ya da dolaysız- sömürmedeki iflah olmaz iştahası ve becerisi ! dir. Dolayısıyla maddi gücün niteliği ve modernliğin nasıl bir zihinsel arka planla bu gücü pratize ettiği iyi anlaşılmadan Müslümanların bu güç karşısında, üstelik zihinsel anlamda olmasa bile pratik düzeyde bu güce öykünerek, istenilen düzeyde bir direnç ortaya koymaları çok zor görünmektedir. Biz bu çalışmada sadece kendi toplumları için değil modernliğin tasallutu altındaki bütün insanlık için hayırhah bir anlamı temsil eden/edecek olan, modern Batı medeniyetinin her alanda insanlığın birikimini talan eden saldırısına karşı koyma ameliyesinin, Müslümanlarda nasıl bir zihni ve pratik düzlemde tezahür ettiğini/etmesi gerektiğini ele almaya çalışacağız.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 |