The spillover effect in the neo-functionalist approach refers to the spread of cooperation processes that emerge in one area to other areas. Therefore, the spillover effect creates an environment of harmony with the expansion of cooperation areas. The opposite is also possible. In other words, a negative spillover effect can also occur in crisis situations. Just as a cooperation that started in the economic field can create a spillover effect in the fields of politics, security and culture, the escalation of a regional crisis, the increase in the arms race, the polarizations and the escalating effects of the great powers create a reverse spillover effect. In this study, it is discussed that the crisis in the Eastern Mediterranean has a reverse spill-over effect and it is discussed that this insecurity will have consequences that will threaten global security in the future. The dynamics of the problems that have taken place in the Eastern Mediterranean, which has a regional character recently, also constitutes the security issue. The cause of many problems in the Eastern Mediterranean, from continental shelf and border security to trade routes and energy security, is shaped by the security needs of regional and global actors. The disagreements of regional actors on maritime jurisdiction areas and hydrocarbon reserves and the insolvency of sharing problems increase the potential of global actors to intervene in the region. This situation leads to the transformation of regional insecurity into global insecurity. Resolving regional problems is effective in reducing the intervention potential of global actors. Establishing regional security is an important factor in contributing to global security.
Spillover Effect Reverse Spillover Effect Regional Security Global Security Eastern Mediterranean
Neo-fonksiyonalist yaklaşımdaki yayılma etkisi, bir alanda ortaya çıkan işbirliği süreçlerinin diğer alanlara sirayet etmesini ifade etmektedir. Dolayısıyla yayılma etkisi işbirliği alanlarının genişlemesiyle bir uyum ortamı yaratmaktadır. Bu durumun tersi de mümkündür. Yani kriz durumlarında da olumsuz bir yayılma etkisi ortaya çıkabilir. Ekonomik alanda başlayan bir işbirliği nasıl ki siyaset, güvenlik ve kültür alanlarında bir yayılma etkisi yaratabiliyorsa bölgesel bir krizin tırmanması, silahlanma yarışının artması, kamplaşmalar ve büyük güçlerin krizi tırmandırıcı etkileri de tersine yayılma etkisi yaratmaktadır. Bu çalışmada Doğu Akdeniz’deki krizin tersine yayılma etkisi (reverse spill-over) yarattığı ele alınmakta ve bu güvensizliğin gelecekte küresel güvenliği de tehdit edecek çıktıları olacağı tartışılmaktadır. Yakın zamanda bölgesel bir nitelik taşıyan Doğu Akdeniz’de yaşanan sorunların dinamiğini de güvenlik konusu oluşturmaktadır. Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığı ve sınır güvenliğinden ticaret yolları ve enerji güvenliğine kadar birçok sorunun nedeni, bölgesel ve küresel aktörlerin güvenlik ihtiyaçları çerçevesinde şekillenmektedir. Bölgesel aktörlerin deniz yetki alanları ve hidrokarbon rezervleri konusundaki anlaşmazlıkları ve paylaşım sorunlarının çözümsüzlüğü, küresel aktörlerin bölgeye müdahale potansiyelini artırmaktadır. Bu durum, bölgesel güvensizliğin küresel güvensizliğe dönüşmesine yol açmaktadır. Bölgesel sorunların çözüme kavuşturulması, küresel aktörlerin müdahale potansiyelinin azalmasında etkilidir. Bölgesel güvenliğin tesis edilmesi küresel güvenliğe katkı sağlanmasında önemli bir faktördür.
Yayılma Etkisi Tersine Yayılma Etkisi Bölgesel Güvenlik Küresel Güvenlik Doğu Akdeniz Spillover Effect Reverse Spillover Effect Regional Security Global Security Eastern Mediterranean
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political Science, International Relations |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | April 14, 2023 |
Publication Date | May 1, 2023 |
Submission Date | December 13, 2022 |
Acceptance Date | March 25, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 5 Issue: 1 |
Data Sharing Policy
This journal encourages authors to share the data obtained as a result of their research while remaining within the requirements of the universal and legal criteria for the protection of personal rights with scientific ethics and citation rules. In this context, IJPS adopts the Budapest Open Access Initiative Declaration (2001).