16. asır, Osmanlı Devleti için askerî ve siyasî yönden olduğu gibi ilmî açıdan da parlak bir dönem olmuştur. Bu dönemde İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde büyük alimler yetişmiştir. İstanbul’un fethiyle teşekkül etmeye başlayan ve zamanla zirveye ulaşan medreselerin bundaki etkisi yadsınamaz. İbn Kemal (ö. 940/1534) ve Ebüssuûd Efendi (ö. 982/1574) gibi İvaz Efendi (ö. 994/1586) de bu dönemin önemli ilim adamlarından biri olmuştur. İvaz Efendi Rüstem Paşa, Bayezid, Ayasofya, Arslan Paşa, Süleymaniye gibi dönemin önde gelen medreselerinde müderrislik yapmıştır. Bunun yanında Edirne, Bursa, İstanbul şehirlerinde kadılık ve Rumeli kazaskerliği gibi önemli devlet görevlerini de deruhte etmiştir. O, tefsirde Beyzâvî’nin (ö. 685/1286), fıkıhta Mergînânî’nin (ö. 593/1197), fıkıh usulünde Teftâzânî’nin (ö. 792/1390), kelamda Adudüddin el-Îcî’nin (ö. 756/1355) eserlerinin yanı sıra Arap dilinde de Seyyid Şerîf Cürcânî’nin (ö. 816/1413) el-Misbâh fî Şerhi’l-Miftâh isimli eseri üzerine haşiyeler yazmıştır. İşaret edilen eserlerinin dışında Arap dili alanında kaleme aldığı eserlerinden biri de izâfete dair risalesidir. Bu çalışma, söz konusu risaleyi ele almak suretiyle gün yüzüne çıkarmayı amaçlamaktadır. Böylece yazarla ilgili yapılan sınırlı sayıdaki çalışmalara katkı sağlanacaktır. Bu amaç doğrultusunda öncelikle İvaz Efendi ve eserleri hakkında ana hatlarıyla bilgi verilmiştir. Akabinde de söz konusu risalenin tahkik, tercüme ve değerlendirmesine geçilmiştir. Tahkik çalışmasında “İslam Araştırmaları Merkezi Tahkikli Neşir Esasları” benimsenmiştir. Yapılan araştırmada risalenin İvaz Efendi’ye ait olduğu belirtilen beş nüsha tespit edilmiştir. Söz konusu nüshalar arasında herhangi birinin müellif tarafından yazıldığını, müellife arz edildiğini veya müellif nüshasıyla karşılaştırıldığını gösteren bir ifade tespit edilememiştir. Bu nedenle nüshaları karşılaştırmak suretiyle müellif nüshasına en yakın metin elde edilmeye çalışılmış ve nüshalar arasındaki farklara da dipnotlarda işaret edilmiştir. Çalışmaya konu olan risale tercüme edilirken mümkün olduğu kadar metne sadık kalınmış, bununla beraber sade ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır. İvaz Efendi risalesinin muhtevasını öğrencilerinin ihtiyaçlarına göre belirlemiştir. Risalesinin sonunda kullandığı “talebeler arasındaki tartışmayı sonlandırmak” ifadesi bunu ortaya koymaktadır. Risalenin girişinde yer alan ifadeden, “talebeler arasındaki tartışmanın”; “Fasl, kitap, asıl, bâb, mukaddime, maksad, mevkıf, mersad gibi kelimelerin muzâf olmaları halinde ne tür izâfet terkibi oluşturduklarıyla” ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle müellif, mevzubahis kelimelerin oluşturduğu izâfet terkiplerinin, fî/في anlamında izâfet-i zarfiyye, min/مِنْ anlamında izâfet-i beyâniyye yoksa li/لِ anlamında izâfet-i lâmiyye olarak niteleneceği konusunu vuzuha kavuşturmaya çalışmıştır. Müellif bu konuda izâfet-i zarfiyyeyi savunmaktadır. Bununla birlikte Fasl, kitap, asıl, bâb, mukaddime, maksad, mevkıf, mersad gibi kelimelerin meydana getirdiği terkiplerin beyâniyye ve lâmiyye olduğunu söyleyenlerin görüşlerini de açıklamıştır. Bu bağlamda söz konusu kelimelerin muzâf olduğu izâfeti, lâmiyye olarak kabul edenlerin izâfete ihtisas/sahiplik; beyâniyye olduğunu düşünenlerin ise mecaz yoluyla izâfete beyâniyye anlamı verdiklerini ifade etmiştir. Risale ile ilgili önemli bir husus da risalenin eğitime verilen değeri göstermesidir. Zira İvaz Efendi risaleyi, konuyla ilgili öğrenciler arasındaki tartışmalara binaen telif etmiştir. Bu da eğitimde öğrencilerin göz ardı edilmediğini, aksine öğrencilerin ihtiyaçlarına göre eser verildiğini ortaya koymaktadır.
كان القرن السادس عشر فترة مشرقة للإمبراطورية العثمانية في العلم ، فضلاً عن جوانبها العسكرية والسياسية. لا يمكن إنكار تأثير المدارس، التي بدأت تتشكل مع فتح اسطنبول وبلغت ذروتها في الفترة التالية. مثل ابن كمال (ت ٩٤٠/١٥٣٤) وأبو السعود أفندي (ت ٩٨٢/١٥٧٤) كان عوض أفندي (ت. ٩٩٤/١٥٨٦) أحد العلماء المهمين في هذه الفترة. وشغل عوض أفندي، الذي عمل أستاذاً في مدارس مختلفة ، ممتلكات حكومية مهمة مثل قاضي وقاضي عسكر. كما كتب عوض أفندي شروحًا في العلوم الإسلامية ، له أعمال في اللغة العربية أيضا. وهذا البحث يتناول رسالته في مجال اللغة العربية. وفي البحث تم تقديم معلومات عامة حول عوض أفندي وأعماله أولاً، ثم تم إجراء دراسة وترجمة وتقييم الرسالة المذكورة أعلاه. في هذه الرسالة التي كتبها عن مناقشة بين الطلاب، تناول المؤلف مسألة أي نوع من الإضافة يمكن أن تتشكل عندما تكون كلمات مثل الكتاب والفصل والمقدمة مضافًا. في البحث تم اتخاذ خمس نسخ نسبت إلى عوض أفندي. من بين النسخ المذكورة، لم يتم العثور على أي بيان يشير إلى أن أيا منها كتبها المؤلف، أو قُدِّمت إلى المؤلف أو قورنت بنسخة المؤلف. لهذا السبب، تمت محاولة الحصول على أقرب نص من نسخة المؤلف من خلال الجمع بين النسخ وأشير إلى الاختلافات بين النسخ في الهوامش.
The 16th century was a bright period for the Ottoman Empire, both militarily and politically, as well as scientifically. In this period, great scholars were trained in many cities, especially in Istanbul. The influence of the madrasas, which began to be formed with the conquest of Istanbul and peaked in the following process, cannot be denied. Like Ibn Kamāl (d. 940/1534) and Abū l-Suʿūd Efendi (d. 982/1574), Ivaz Efendi (d. 994/1586) was one of the important scholars of this period. He worked as a mudarris in the leading madrasas of the period such as Rustem (Rüstem) Paşa, Bayezid, Ayasofya, Arslan Paşa and Süleymaniye. In addition to this, Ivaḍ Efendi also took critical state duties such as being a judge in the cities of Edirne, Bursa and Istanbul, and being a kadıasker (qāḍī-ʿasker) in Rumelia. He wrote an annotation about al-Bayḍāwī (d. 685/1286) in tafsir, al-Marghīnānī (d. 593/1197) in fiqh, al-Taftāzānī (d. 792/1390) in usul al-fiqh, Aḍud al-Dīn al-Ījī (d. 756) in kalam. In addition to his works, he wrote annotations on al-Sayyid al-Sharīf al-Jurjānī's (d. 816/1413) al-Miṣbāh fī Sharḥ al-Miftāḥ in Arabic as well as his works. Apart from the mentioned works, one of the works he wrote in the field of Arabic language is his treatise on relativity. Our study aims to bring this treatise to light. Thus, the limited number of studies on the author will be contributed. For this purpose, first of all, information about Ivaz Efendi and his works was given. Subsequently, the examination, translation and evaluation of the aforementioned treatise were started. In this study, "Islamic Studies Center Arbitrary Publication Principles" was adopted. In the research, five copies of the treatise, which are stated to belong to Ivaz Efendi, were identified. One of these copies is the Adnan Ötüken Provincial Public Library Copy, which is in the mecmūʿa registered with the inventory number 2726/3, is located on pages 13b-14a of the mecmūʿa. The King Faysal Library copy is in the mecmūʿa with inventory number 10186. This copy is located on pages 51b-52a of the mecmūʿa. The Ankara National Library Manuscripts Copy is located on pages 65a-65b of the mecmūʿa registered with the inventory number 4915/17. The Manisa Provincial Public Library Copy is in the mecmūʿa registered with inventory number 3538/18. The copy is on pages 130b-131a of the mecmūʿa. The Afyon Gedik Ahmet Paşa Provincial Public Library Copy, which is in the mecmūʿa registered with the inventory number 18184/10, is on the pages 34a-34b of the mecmūʿa. No statement shows that the author wrote copies, presented to the author or compared with the author's copy. For this reason, it was tried to obtain the text closest to the author's copy by comparing them, and the differences between the copies were pointed out in the footnotes. While translating the treatise, which is the subject of our study, we aimed to use a simple and understandable language, while trying to be as faithful to the text as possible. Ivaz Efendi determined the content of his treatise according to the needs of his students. The expression "to end the discussion among the students", which he uses at the end of his treatise, reveals this. In his treatise, he dealt with the subject by using the question-answer method, which is one of the methods used in education. From the expression at the beginning of the treatise, it is understood that the "discussion among students" is about what kind of iḍāfa compositions words such as faṣl, kitāb, aṣl, bāb, muqaddima, maqṣad, mavqif, marṣad form when they are mixed. In other words, the author tried to explain that the iḍāfa compounds formed by these words will be described as iḍāfa ḍarfiyya (time or place of adverb) in the meaning of ḥarf al-jarr fī/في, iḍāfa bayāniyya (explanatory phrase) in the meaning of ḥarf al-jarr min/مِنْ or iḍāfa lāmiyya (possessive meaning) in the meaning of ḥarf al-jarr li/لِ. The author defends iḍāfa ḍarfiyya on this subject, which he deals with by question-answer method and by giving examples. However, he also explained the views of those who say that the compositions of words such as faṣl, kitāb, aṣl, bāb, muqaddima, maqṣad, mavqif, marṣad are bayāniyya and lāmiyya. In this context, he stated that those who accept the meaning of iḍāfa, in which the aforementioned words are muḍāf, as lāmiyya, give the meaning of specialization to iḍāfa. He said that those who think that iḍāfa is bayāniyya give this meaning through metaphor
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Arabic Language and Rhetoric |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 30, 2023 |
Publication Date | December 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |