Sosyal değişme, toplumsal yapıda zaman içerisinde meydana gelen değişimlerdir. Hiçbir toplum ve kültür sabit değildir, zaman içerisinde değişime uğramaktadır. Toplumsal değer, norm, davranış, yapı ve kurumların zaman içerisinde farklılaşması ve değişime uğraması kaçınılmaz bir süreçtir. Sosyal değişim ekonomik, kültürel, siyasi, demografik, dinî birçok faktöre bağlı olarak gerçekleşebilir. Sosyal değişim yerine göre gelişme ve ilerleme gibi olumlu; gerileme, bozulma ve çöküş gibi olumsuz anlamlara da gelebilir. Kur’ân, toplumların helak/çöküşünü kıssalar yoluyla bol bol örnekler verip zenginleştirerek ele alırken, yaşayan toplumlara bu kıssalar üzerinden mesaj göndermekte ve onları uyarmaktadır. Kur’an’da, geçmişte yaşamış kavimlerin şirk, zulüm, haddi aşmak gibi suçlardan dolayı helak edildikleri ifade edilmektedir. Kur’an’da helak/sosyal çöküş olgusu, farklı kültür ve medeniyetlere sahip toplumların kendi bireysel tercihlerinin sonucu olarak karşı karşıya kaldıkları bir ceza olarak değerlendirilmiş ve insanların hür iradeleri ile işledikleri günahların kaçınılmaz bir sonucu olarak görülmüştür. Bir toplumda itikadî, amelî ve ahlakî sapma, yozlaşma ve bozulmalar varsa bu durumun o toplumu adım adım çözülme, çöküş ve yok oluşa sürükleyeceği ifade edilmiştir. Sonuç olarak, ne zaman toplumlar zulüm ve isyan içine düşerse o zaman kaçınılmaz sonuç olan helak ile yüz yüze kalırlar. Kur’ân, net bir mesaj ile toplumun olumlu veya olumsuz değişmesinde sorumluluğu insanlara vermektedir.
Social change is the changes that occur in the social structure over time. No society or culture is fixed, it changes over time. It is an inevitable process that social values, norms, behaviors, structures and institutions are differentiated and changed over time. Social change can take place due to many economic, cultural, political, demographic and religious factors. According to the place of social change, positive as development and progress; It can also have negative meanings such as regression, deterioration and collapse. While the Qur’ān deals with the destruction/collapse of societies by giving plenty of examples and enriching them through stories, it sends messages to living societies through these stories and warns them. It is stated in the Qur'ān that the people who lived in the past were destroyed because of crimes such as shirk, cruelty, and transgressing. The phenomenon of destruction/social collapse in the Qur'ān was considered as a punishment faced by societies with different cultures and civilizations as a result of their individual preferences, and was seen as an inevitable result of the sins committed by people's free will. It is stated that if there are religious, practical and moral deviations, degenerations and deteriorations in a society, this situation will lead that society to dissolution, collapse and disappearance step by step. As a result, whenever societies fall into oppression and rebellion, they face destruction, which is the inevitable consequence. The Qur’ān gives people the responsibility to change the positive or negative of the society with a clear message.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 8 Issue: 2 |