Çok yönlü çalışmaları olan Ali Şeriati, varoluşçu felsefenin revaçta olduğu bir dönemde yaşamış ve bu akımdan etkilenmiştir. Varoluşçu felsefeye göre, diğer var olanlardan farklı olarak her birey varoluşunu kendi tercihleriyle şekillendirme imkânını haizdir. Şeriati’nin düşünce dizgesinde din ve sanat olumlu bir varoluş imkânıdır. Varoluşu olgusallığın zindanından kurtaran bir özgürlük olarak din ve sanatın kökeni ve işlevi bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Şeriati’ye göre, kendi varlığının farkına vardıktan sonra insan dünyada hep bir arayış içinde bulunur. Kendisinin, evrenin, hayatın ve diğer var olanların anlamının ne olduğunu merak eder. Anlam verme isteği ya da anlam arayışı içinde olma insanın ayırıcı niteliğidir. İnsanın anlam arayışı ile din ve sanat arasında hep bir ilişki kurulur. Şeriati, insanı anlamsızlık boşluğundan çıkaran, kendisiyle hayatı yaşanılabilir kılan iki olgu olarak din ve sanata işaret eder. Din ve sanat anlamsızlıktan duyulan ıstırap duygusunu giderir ve ihtiyaçlara cevap verir. İnsan ruhunun kendine özgü yanının bir yansıması olduğu için din ve sanatın kökeni onun ontolojisine dayanır.
ʿAlī Sharīatī, who has multi-faceted works, lived at a time when existentialist philosophy was in demand and has been affected by this trend. According to existentialist philosophy, unlike other existing ones, each individual has the opportunity to shape his existence with her own preferences. Religion and art are a positive possibility of existence in the thought system of Sharīatī. The origin and function of religion and art as freedom that frees existence from the prison of factivity is the subject of this study. According to Sharīatī, after realizing his own existence, man is always in search of the world. He wonders what the meaning of himself, the universe, life, and other beings. The desire to give meaning or the search for meaning is the distinguishing feature of the human being. There is always a relationship between man's search for meaning and religion and art. Sharīatī refers to religion and art as two phenomena that bring man out of the void of meaninglessness and make life with him livable. Religion and art quench the feeling of suffering from meaninglessness and respond to needs. The origin of religion and art is based on its ontology, as it is a reflection of the unique side of the human soul.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 8 Issue: 2 |