The present study focuses on the sentences that require ta'wīl (at-Ta’wīl an-Nahwī) in terms of language in the case of Surah an-Nāziʿāt. Interpreting a sentence or phrase that is out of principle in terms of nahw is called at-ta’wīl an-nahwī. As in every language, the elements of sentences in Arabic are in a relationship within the framework of certain rules. The nature of this relationship determines their contribution to meaning. However, grammatical rules may not always discipline the connection between the elements. In such cases, which can be characterized as irregularities, the mechanism of “ta'wīl” comes into play. When at-ta’wīl an-nahwī became inevitable, some disciplines and standards were established in time. These include the dropped elements of sentences and the Interpretation of these elements (khazif-taqdīr); the violation of the natural syntax disciplined by rules and the determination of its reflections on the meaning (taqdīm-takhīr); the practice of attributing a different meaning to an element of the sentence when it is incompatible in terms of nahw (load on the meaning); the use of a word to express the meaning of another word, thus giving it the power of two words; the use of a transitive verb in an intransitive sense and an intransitive verb in a transitive sense (tazmīn); and the identification of a word or expression that is unfit according to the rules of nahw, even if it does not constitute an excess in terms of meaning in the sentence (ziyāda). It can be said that the Qur'an was the main factor that paved the way for the development of ta'wīl. Likewise, it can be said that the Qur'anic text is the one that has received the largest share of ta'wīl. As with other surahs, there have been many interpretations and tafsīr works on Surah an-Nāziʿāt throughout Islamic history. This situation was considered during the study. The works written from the early period to the present day were carefully examined and the nahwī interpretations scattered in these works were identified. The findings were evaluated in terms of Arabic grammar and their justifications were put forward. In addition, the effect of these at-ta’wīl an-nahwī on the local Turkish translation of the ayah or the relevant verse was analyzed. When at-ta’wīl an-nahwī is examined in the context of Surah an-Nāziʿāt, the following conclusions emerge at-ta’wīl an-nahwī explains the reason for the taqdir of the dropped word, which is sometimes reflected in the commentaries, by applying the rules of language. The taqdir of the verb "uksimu" in the oath sentence is of this kind. In some cases, as in the case of tanwin al-ivaz, it determines the scope of the meaning indicated by a letter in a sentence. Sometimes it explains the types of sentences, as in the example of jumlah al- ta'liliyyah. Therefore, it determines which questions the sentence answers. In a sentence, the elements have a natural order determined by the rules of nahw. When this order is disrupted, at-ta’wīl an-nahwī comes into play and determines the placement of the elements. In the verse " إِلَى رَبِّكَ مُنتَهَاهَا / That knowledge rests with your Lord alone." (an-Nāziʿāt 79/44), this is the case with the precedence of the related word. Even though the taqdir of the indefinite expressions is based on nahw, it is possible to determine the sentence subjected to taqdir by considering the sentences' general flow. If identifying the dropped clause between sentences is likened to finding the missing pieces of a puzzle, sometimes at-ta’wīl an-nahwī acts as a tool to complete the composition. For example, after giving a positive response to the question “يَقُولُونَ أَئِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِي الْحَافِرَةِ / But now they ask mockingly, “Will we really be restored to our former state?” (an-Nāziʿāt 79/10), the question “أَئِذَا كُنَّا عِظَامًا نَّخِرَةً / even after we have been reduced to decayed bones?” (an-Nāziʿāt 79/11) was asked. Evaluating the flow of the sentence here, linguists have inferred that in the next verse “قَالُوا تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ / Adding, then such a return would be a total loss for us!” (an-Nāziʿāt 79/12), the disbelievers meant to say “this is a difficult possibility”. It is not always expected that at-ta’wīl an-nahwī will contribute to the meaning. Sometimes it directly affects the meaning, and sometimes it does not. If the existing sentence structure requires ta'wīl, interpreting it through at-ta’wīl an-nahwī within the framework of grammatical criteria is also one of the tasks that at-ta’wīl an-nahwī fulfills.priate to characterize the events carried out by Sikh fundamentalists as political fundamentalism.
Arabic language Arabic Grammar at-Ta’wīl an-Nahwī ways of grammatical interpretation Surah an-Nāziʿāt.
Bu çalışma, Nâziât suresi örnekleminde dil açısından tev’îl (nahvî te’vîl) gerektiren cümleleri konu edinmiştir. Cümle veya terkibin nahiv açısından kaide dışı olması sebebiyle değerlendirilerek yorumlanmasına nahvî te’vîl denir. Her dilde olduğu gibi Arap dilinde de cümle ögeleri birbiriyle belirli kurallar çerçevesinde ilişki içerisinde bulunmaktadır. Bu ilişkinin niteliği, onların anlama olan katkısını da belirler. Ancak; ögeler arasındaki irtibat her zaman dilbilgisi kuralları ile disipline edilemeyebilir. Kural dışı diye niteleyebileceğimiz böyle durumlarda, “te’vîl” mekanizması devreye girer. Nahvî te’vîl kaçınılmaz bir zorunluluk olunca, zamanla kendi içinde bazı disiplinleri ve standartları oluşturulmuştur. Bunlar, sözden düşürülen cümle unsurları ve bu unsurların yorumlanması ameliyesi (hazif-takdir); kurallarla disiplin altına alınmış doğal söz diziminin ihlal edilmesi ve bunun anlama yansımalarının tespiti (takdim-tehir); cümlenin bir ögesi nahiv açısından uyuşmazlık yaşadığında ona kendi anlamından farklı bir anlam yüklenmesi şeklinde yapılan uygulama (manaya haml); bir kelimenin başka kelimenin anlamını daha ifade etmesi, dolayısıyla ona iki kelime gücü kazandırılması; aynı şekilde geçişli fiilin geçişsiz, geçişsiz fiilin de geçişli anlamda kullanılması (tazmin); cümlede anlam açısından fazlalık oluşturmasa bile, nahiv kurallarına göre orada bulunmaması gereken kelime veya ifadenin tespiti (ziyade) şeklinde sıralanabilir. Nahvî te’vîlin gelişmesinde önayak olan esas etkenin Kur’an-ı Kerim olduğu söylenebilir. Aynı şekilde te’vîlden en fazla nasibini alan metnin de Kur’an-ı Kerim metni olduğu söylenebilir. Nâziât suresiyle ilgili İslam tarihi boyunca birçok yorum ve tefsir çalışması yapılmıştır. Araştırma sırasında bu durum göz önünde bulundurulmuş, ilk dönemden itibaren günümüze kadar yazılmış eserler dikkatle incelenmiş ve bu eserlerde kırıntı halinde dağınık şekilde mevcut olan nahvî te’vîller tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular, Arapça dilbilgisi açısından değerlendirmeye tabi tutulmuş ve gerekçeleri ortaya konmuştur. Nâziât suresi bağlamında nahvî te’vîl incelendiğinde ortaya şu sonuçlar çıkmaktadır: Nahvî te’vîl, bazen meallere de yansıyan mahzuf kelimenin takdir sebebini, dil kurallarını işleterek izah eder. Yemin cümlesinde mahzuf “uksimu” fiilinin takdir edilmesi bu kabildendir. Nahvî te’vîl yerine göre tenvînu’l-ivaz örneğinde olduğu gibi, cümlede bir harfin işaret ettiği mananın kapsamını belirler. Bazen de cümle-i ta’lîliyye örneğinde olduğu gibi cümle türlerini açıklar. Dolayısıyla da cümlenin hangi sorulara cevap olarak geldiğini tespit eder. Cümlede, ögelerin nahiv kurallarıyla tespit edilmiş doğal bir sıralaması vardır. Bu sıralama bozulduğunda nahvî te’vîl devreye girer ve ögelerin yerlerini tespit eder. “إِلَى رَبِّكَ مُنتَهَاهَا / Sadece Rabbindedir ona dair nihaî bilgi.” (en-Nâziât 79/44) ayetinde muteallıkın öne geçmesi bu kabildendir. Nahvî te’vîlin her zaman anlama katkı sağlaması beklenmez. Nahvî te’vîl bazen manayı doğrudan etkilediği gibi, bazen de etkilemez. Mevcut cümle yapısının te’vîle ihtiyacı varsa onun dilbilgisi kriterleri çerçevesinde nahvî te’vîl yoluyla izah edilmesi de nahvî te’vîlin yerine getirdiği görevlerdendir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | June 27, 2023 |
Publication Date | June 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 11 Issue: 1 |