Allah Almighty provided people with information from time to time about the seas during the 23-year period when the Holy Quran was revealed. In addition to the Holy Quran, there are hadiths about the seas from the Prophet. The encouragement of the Quran and the Prophet to the seas led Muslims to the seas, and caused the Islamic conquests, which started on land during Khulafa Rashideen, to continue at sea. However, before the conquests, the first attempts of maritime activities in Islamic history were made by the Prophet, gaining momentum during the Khulafa Rashideen period. As a result of the conquest movements that took place after the Khulafa Rashideen encouraged Muslims to jihad, the borders of the state, whose center was Medina, exceeded the Arabian Peninsula. Muslims, who started conquests by land, supported these expeditions with the navy. Thus, the region from Maghreb to Amu Darya became Islamic territory, and the east of the Mediterranean was included in the state's borders within approximately fifty years. The conquest of Cyprus and the Arwād Islands during the reign of Uthmān (23-35/644-656), the expeditions to some islands such as Sicily and Rhodes, and then the Battle of Dhāt al-Sawārī not only brought the military activities of Muslims in the Mediterranean to their peak but also laid the groundwork for the Istanbul expeditions. However, during the siege of Istanbul, apart from the influence of the human factor, natural conditions such as cold, greige fire that continued to burn with the added water, the decrease in the morale of the army due to hunger, the impassable walls of Istanbul left the sieges of Istanbul inconclusive, and the conquest never took place. During these voyages, Muslims transferred the technical knowledge of Byzantine and Indian ships and improved maritime depending on ship technology. On the one hand, they gave unique names to the ships they built, and on the other hand, they made significant contributions to later maritime by adapting them to their own cultural structures. Muslims' activities at sea, along with technical developments in shipping, ended the economic dominance and military superiority of the Sassanid and Byzantine empires, the superpowers of the period, in the vast region extending from the Red Sea to the Indian Ocean. Despite this, the failure of Muslims to come to the Mediterranean and settle on the conquered islands, the failure to follow maritime developments, and the consequent failure to renew the shipyards had a negative impact on the demand for maritime. For this reason, Muslims' dominance over the lands they gained despite difficulties ended after a short time. Muslims, who migrated to Abyssinia with rented ships during the time of the Prophet, dominated the Eastern Mediterranean with the conquest of Cyprus during the Khulafa Rashideen, and the Islamic navy they built according to Arab culture greatly impacted this. Since ancient times, Byzantium has dominated a wide geography for centuries thanks to its maritime superiority. Muslim Arabs had control over the seas, one of the determining factors of their sovereignty, for a short time but could not maintain it. The aim of this study is to reveal the military and maritime activities of early Muslims. Accordingly, the conquests in the Mediterranean, which are thought to have started in the Umayyad Period, were created during Caliph Uthmān’s reign. It has been determined that this operation was not limited to the conquest of Cyprus and the Battle of Dhāt al-Sawārī. In addition, the research showed that not only the Hejaz ‘Arabs were seafarers, but also the Arabs living on the southern and eastern coasts of the Arabian Peninsula traded with the Far Eastern states even centuries before Christ. The narrations were analyzed and conveyed in the research examining the maritime activities from the Prophet to the collapse of the Umayyads.
Allah Teâlâ, Kur’an-ı Kerîm’in vahyedildiği 23 yıllık süre zarfında zaman zaman insanlara denizlerle ilgili bilgiler sunmuştur. Kur’an-ı Kerîm yanında Hz. Peygamber’den de denizlerle ilgili hadisler vârid olmuştur. Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’in denizlere teşvik etmesi Müslümanları denizlere yönlendirmiş ve bu teşvik Hulefâ-yi Râşidîn Döneminde karadan başlayan İslâm fetihlerinin, denizden de devam etmesine sebep olmuştur. Ancak fetihlerden önce İslâm tarihinde denizcilik faaliyetlerinin ilk denemeleri Hz. Peygamber döneminde başlamış, Hulefâ-yi Râşidîn döneminde ise hız kazanmıştır. Hulefâ-yi Râşidîn’in Müslümanları cihada teşvik etmesinin ardından gerçekleşen fetih hareketleri neticesinde merkezi Medine olan devletin sınırları Arap Yarımadası’nı aşmıştır. Fetihlere karadan başlayan Müslümanlar donanma ile bu seferleri desteklemiştir. Böylece İfrîkiye’den Ceyhun Nehri’ne kadar olan bölge İslâm toprağı haline gelmiş ve Akdeniz’in doğusu yaklaşık elli yıllık bir zaman içerisinde devlet sınırlarına dâhil olmuştur. Hz. Osman (23-35/644-656) döneminde Kıbrıs ve Ervâd Adaları’nın fethi, Sicilya ve Rodos gibi bazı adalara düzenlenen seferler ve ardından Zâtüssavârî Savaşı, Akdeniz Havzası’nda Müslümanları askerî bakımdan güçlü bir devlet haline getirirken, aynı zamanda İstanbul seferlerinin de zeminini hazırlamıştır. Ancak istanbul kuşatmaları esnasında insan unsurunun etkisi dışında soğuk gibi doğal şartlar, üzerine ilave edilen su ile yanmaya devam eden grejuva ateşi, açlık sebebiyle ordunun moralinin düşmesi, geçit vermeyen İstanbul surları muhasaraları sonuçsuz bırakmış, İstanbul’un fethi bir türlü gerçekleşememiştir. Müslümanlar bu seferler sırasında Bizans ve Hint gemilerinin teknik birikimini transfer etmiş, gemi teknolojisine bağlı olarak denizciliği geliştirmişlerdir. Bir yandan inşa ettikleri gemilere özgün isimler verirken diğer yandan kendi kültürel yapılarına uyarlayarak sonraki dönem denizciliğine büyük katkılar sunmuşlardır. Müslümanların gemicilik alanındaki teknik gelişmeler ile birlikte denizlerdeki faaliyetleri, dönemin süper gücü Sâsânî ve Bizans imparatorluklarının Kızıldeniz’den Hint Okyanusu’na uzanan geniş bölgedeki ekonomik hâkimiyetine ve askerî üstünlüğüne son vermiştir. Buna rağmen, Müslümanların Akdeniz’e gelerek fethedilen adalara yerleşmemesi, denizcilikle ilgili gelişmelerin takip edilmemesi ve buna bağlı olarak tersanelerin yenilenmemesi denizciliğe duyulan rağbeti olumsuz etkilemiştir. Bu yüzden Müslümanların güçlüklere rağmen elde ettikleri topraklar üzerindeki hâkimiyetleri kısa süre sonra sona ermiştir. Hz. Peygamber zamanında Habeşistan’a kiralık gemilerle hicret eden Müslümanlar, Hulefâ-yi Râşidîn Dönemi’nde Kıbrıs fethiyle Doğu Akdeniz’e hükmetmiş, bunda Arap kültürüne göre inşa ettikleri İslâm donanmasının büyük etkisi olmuştur. Antik Çağ’dan bu yana denizcilik konusundaki üstünlüğü sayesinde Bizans, asırlar boyu geniş bir coğrafyaya hâkim olmuştur. Egemenliğinin belirleyici unsurlarından biri olan denizlerdeki hâkimiyetine Müslüman Araplar kısa süreliğine sahip olmuş, ancak bunun devamını getirememiştir. Bu çalışmanın amacı, ilk dönem Müslümanlarının askerî anlamda denizcilik faaliyetlerini ortaya koymaktır. Buna göre Emevîler Dönemi’nde başladığı zannedilen Akdeniz Havzası’ndaki fetihlere Hz. Osman döneminde başlandığı, bu harekâtın sadece Kıbrıs fethi ve Zâtüssavârî Savaşı ile sınırlı olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca araştırma ile sadece Hicaz Araplarının denizci olmadığı, buna mukabil Arap Yarımadası’nın güney ve doğu kıyısında yaşayan Arapların milattan önceki asırlarda dahi Uzak Doğu devletleriyle ticaret yaptıkları görülmüştür. Hz. Peygamber’den Emevîler’in çöküşüne kadar olan denizcilik faaliyetlerini inceleyen araştırmada rivayetler analiz edilerek aktarılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | History of Islam |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 30, 2023 |
Publication Date | December 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 11 Issue: 2 |