Evrenin ne zaman ve hangi kuvvetlerin etkisiyle meydana geldiği konusunda birçok teori olmasına karşın, ona egemen olan doğa yasalarının değişmeden günümüze değin devam ettiğine dair genel bir anlayış vardır. Buna göre evrenin işleyişinde anlaşılmayan herhangi bir durum, sonsuz bir gizem olarak değil, zamanla anlaşılacak bir problem olarak görülür. Ancak psiko-teolojik ve sosyo-kültürel bazı nedenlerden dolayı bazen bu unutulur veya bilinçli olarak örtülerek doğa yasalarına başka roller yüklenir. Bu roller, doğa yasalarının birey ve toplum yaşamındaki etkilerine göre iyi ve kötü olarak tanımlanır. Çalışmada, bu tanımlardan kötü olanları, teolojik bir bakış açısıyla ele alınmıştır. Tabiat olaylarına yüklenen nitelendirmelerden en fazla bilinenleri; kültürel açıdan afet, dinsel açıdan imtihan ve felsefik açıdan kötülük kavramlarıdır. Bu nitelendirmeler, tümüyle ne yanlış ne de doğrudur. Çünkü burada, doğa yasalarının bilimsel sebeplerinin açıklaması değil, neden olduğu sonuçların yargı odaklı değerlendirilmesi söz konusudur. Örneğin hayat kaynağı suyun katı, sıvı ve buhar halleri; su baskınları nedeniyle kültürel hafızada afet, dinsel literatürde ceza ve felsefi tartışmalarda kötülük kavramıyla ifade edilebilir. Bu sübjektif değerlendirmeler, suyun objektif gerçeklikteki durumunu değiştirmeyeceğinden onun yaşamımızdaki olumsuz etkilerini azaltmak için hangi durumlarda afet, imtihan ve kötülüğe dönüştüğünü tespit ederek yaşam biçimlerinin değiştirilmesi gerekir. Böylece hem suyun gerçek niteliği hem de sebep olduğu durumlar hakkında sağlıklı değerlendirme yapma imkânına sahip olunabilir. Araştırmada, tümevarım yöntemi kullanılarak konunun güncel tartışmalar bağlamındaki yerine ilişkin genel bir değerlendirme yapılmıştır.
Although there are many theories about when and under the influence of what forces the universe came into existence, there is a general understanding that the laws of nature that dominate it have remained unchanged until today. According to this, any situation that is not understood in the functioning of the universe is not seen as an eternal mystery, but as a problem to be understood in time. However, due to some psycho-theological and socio-cultural reasons, this is sometimes forgotten or consciously covered up and other roles are assigned to the laws of nature. These roles are defined as good and bad according to the effects of the laws of nature on the life of the individual and society. In the paper, the worst of these definitions are discussed from a theological point of view. The most known of the qualifications attributed to natural events; culturally catastrophe, religiously tested, and philosophically theodicy. These characterizations are neither entirely wrong nor correct. Because here, it is not the explanation of the scientific reasons of the laws of nature, but the judgment-oriented evaluation of the results they cause. For example, the solid, liquid and vapor states of water, the source of life; It can be expressed with the concept of disaster in cultural memory due to floods, punishment in religious literature and evil in philosophical discussions. Since these subjective evaluations will not change the state of water in objective reality, it is necessary to change the way of life by determining in which situations it turns into disaster, test and evil in order to reduce its negative effects on our lives. Thus, it is possible to make a healthy assessment about both the real quality of the water and the situations it causes. In the research, a general evaluation was made regarding the place of the subject in the context of current discussions by using the inductive method.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Kalam |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 31, 2024 |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | July 13, 2024 |
Acceptance Date | December 10, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 12 Issue: 2 |