Radj‘a is a term in Shi’ī thought that refers to the return of a person who has died physically to earth for a second time before the Resurrection. This belief emerged among some Shia sects, such as Kaysâniyya, at the end of the seventh century. In their world of belief, radjʻa consisted of expressing the return of the deceased Imām. In time, it has undergone a semantic expansion by the Imāmī scholars. According to them, it will be resurrected his sincere followers and prominent opponents as well as hidden Imām. This view was considered by some of its opponents as an indication of the Shia’s heresy from the very earliest times. The Imāmī scholar al-Faḍl b. Shādhān tried to respond to these criticisms and claimed that the narrations confirming the resurrection are also common among their oppositions. This article first attempts to determine whether the narrations that al-Faḍl b. Shādhān attributed to the group he calls Jamā‘a on radj‘a are actually found in the Sunnīte literature, and if so, whether the Sunnīte scholars attributed a knowledge value to them in terms of belief. As a result of the literature review, it was observed that these narrations were found especially in preaching and advice-style works. However, Sunnīte theologians did not construct a belief based on these narrations. The only exceptions were al-Māturīdī, his follower al-Nasafī and al-Malatī from Aṣḥāb al-Ḥadīt̲h̲. They rejected the allegations that the rec‘at would take place among Muslims. Therefore, the allegations that the Sunnī scholars heavily criticized the Shia for the rec‘at do not reflect the truth.
Recʻat, Şiî düşüncede fiziksel ölümü gerçekleşmiş olan bir şahsın kıyamet kopmadan önce ikinci kez dünyaya dönmesini ifade eden bir terimdir. Bu inanç, 1/7. asın sonlarında Keysâniyye gibi bazı Şiî gruplar arasında ortaya çıkmıştır. Onların inanç dünyasında recʻat, sadece ölmüş olan imamın geri dönüşünü ifade ediyordu. Ancak zamanla İmâmî ulema tarafından anlam genişlemesine uğratıldı. Onlara göre saklanmış olan imamlarının yanı sıra onun samimi taraftarları ve önde gelen muhalifleri de diriltilecektir. Bu görüş, çok erken zamanlardan itibaren bazı muhalifleri tarafından Şia’nın sapkınlığının bir göstergesi sayılmıştır. İmâmî âlim Fazl b. Şâzân, bu eleştirilere cevap vermeye çalışmış, recʻati doğrulayan rivayetlerin muhalifleri arasında da yaygın olduğunu iddia etmiştir. Bu makalede öncelikle Fazl b. Şâzân’ın recʻat konusunda Cemaat diye isimlendirdiği gruba nispet ettiği rivayetlerin Sünnî literatürde gerçekten bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa Sünnî ulemanın bunlara inanç konusunda bilgi değeri yükleyip yüklemedikleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Literatür taraması sonucunda söz konusu rivayetlerin özellikle vaaz ve nasihat tarzı kitaplarda bulunduğu görülmüştür. Ne var ki Sünnî kelamcılar, bu rivayetler üzerinden bir inanç inşa etmemişlerdir. Tam tersine sessiz kalmayı ve rec‘ati çok fazla tartışmaya açmamayı tercih etmişlerdir. Bunun tek istisnası, Mâtürîdî ve takipçisi Nesefî ile Ashâbü’l-Hadis’ten Malatî olmuştur. Onlar, recʻatin Müslümanlar arasında vuku bulacağı iddialarını kesinlikle reddetmişlerdir. Dolayısıyla Sünnî ulemanın rec‘at nedeniyle Şia’yı yoğun bir şekilde eleştirdiği iddiaları doğruyu yansıtmamaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Sects, Kalam |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 31, 2024 |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | July 18, 2024 |
Acceptance Date | September 30, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 12 Issue: 2 |