Fāṭima bint Qays is one of the prominent female companions (ṣaḥābiyyāt). The narrations she reported from the Prophet Muḥammad can be categorized into four main topics: marriage, divorce, almsgiving (zakāt), and tribulations (fitan). Among these, her narrations regarding marriage and divorce were subjects of debate among the Companions (ṣaḥābah) during their time, while her narration about tribulations remains a matter of contention among contemporary scholars. Upon examining Fāṭima bint Qays’s narrations on almsgiving, it is observed that she reported two contradictory ḥadīths, both attributed to the Prophet. One of these, as recorded by Ibn Mājah, asserts that there is no obligation on wealth other than zakāt. This ḥadīth, being unique among various transmissions and possibly containing a transcription error in Ibn Mājah’s version, weakens this claim, although the alignment of the chapter title with the narration mitigates this weakness. Alongside other transmissions asserting that there are additional obligations on wealth besides zakāt, supportive narrations for both meanings can be found. While some scholars of ḥadīth methodology believe it is possible to reconcile and unify these two seemingly contradictory narrations by harmonizing them, others consider the narrations weak and deem any further discussion unnecessary due to their compromised evidential value. However, the frequent use of these narrations as evidence by jurists (fuqahāʾ) and their extensive referencing by exegetes (mufassirūn) indicate that they deserve further consideration. In this study, where we examined the transmissions of the narrations conveyed in two different forms and the claims made about them, we conclude that the jurists’ approach of resolving the issue through abrogation (naskh) is justified due to the reasons presented. The gradual establishment of zakāt rules indicates that the narration in the affirmative form was reported before the determination of zakāt’s niṣāb (minimum amount), while the negative form was reported later by Fāṭima bint Qays.
Fâtıma bnt. Kays önde gelen hanım sahâbedendir. Hz. Peygamber’den naklettiği rivâyetleri nikâh, talak, zekât ve fiten olmak üzere dört ana konuda sınırlandırmak mümkündür. Onun rivâyetlerinin nikâh ve talakla ilgili olanları sahabe döneminde ashâb arasında tartışma konusu olurken, fitenle ilgili rivâyeti ise günümüz âlimlerince ihtilâf edilen meselelerdendir. Fâtıma bnt. Kays’ın zekât konusunda nakilleri incelendiğinde ise anlam bakımından birbirine zıt iki rivâyeti merfu olarak naklettiği görülmektedir. Malda zekâttan başka bir hakkın olmadığını ifade eden İbn Mâce rivâyeti, diğer tarikler arasında tek olması, İbn Mâce rivâyetinde istinsah hatası olabileceği ihtimalini akla getirse de bâb başlığının rivâyete uyumu bu iddiayı zayıflatmaktadır. Malda zekâttan başka hakların olduğunu ifade eden diğer tariklerle birlikte her iki tarîkinde anlamını destekleyici rivâyetlere ulaşmak mümkündür. Hadis usûlcüleri arasında metinde ıztırâba örnek gösterilen bu iki rivâyetin bazı âlimlerce telif edilerek cem edilmesi mümkün görülse de diğer bazısına göre rivâyetlerin zayıf olması delil yeteneğini kaybeden bu rivâyet üzerine konuşmayı gereksiz kılmaktadır. Ancak rivâyetin fukaha tarafından birçok konuda delil niteliğinde kullanılması, müfessirlerin rivâyetten çokça yararlanmaları denilenin aksine rivâyetin üzerinde durulması gerektiğini göstermektedir. Nitekim iki farklı formda nakledilen rivâyetlerin tarikleri ile öne sürülen iddiaları da incelediğimiz bu çalışmada, fukahanın meseleye nesh çözümüyle yaklaşması, ortaya koyduğumuz illetler sebebiyle haklı görülmektedir. Zekât konusunun tedrici olarak belirlenmesi müsbet formda nakledilen rivâyetin zekâtın nisabının belirlenmesinden önce menfi formun ise daha sonra Fâtıma bnt. Kays’tan aktarıldığını göstermektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Hadith |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 31, 2024 |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | August 15, 2024 |
Acceptance Date | December 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 12 Issue: 2 |