In the last half century, psychological studies on the
New Religious Movements have shown a significant increase not only in the
discipline of psychology but also in sociology, history of religions and other
religious studies. Today, it is a judgement that people seek a measure to
protect themselves from the alienating and degenerating effects of modern life.
In this context, firstly the inclusion of a New Religious Movement (NRM)
reflects a desire to take back time in behalf of experiencing the truth in the
modern world. Secondly, this belonging refers, at the same time, to the desire
to carry the ancient truth to modern times and move it into action on a
contemporary and secular level. At this point, New Religious Movements are
characterized as a protest against modernity. In the aim of this argument,
there is the deconstruction of the institutionalized religion and the secular
structure by the hand of individual. This situation realizes with the
participation of the ‘new’ and the movement, which is a modern social
structure, to the ‘religion’; and with the participation of the religion to the
‘new’, that is, the ‘secular’. For this reason, many New Religious Movements
blend themselves with modern, anti-modern, sometimes even post-modern elements.
These include both elements of adaptation to modernity and elements of
resistance to it. The new
religious movements are quite diverse and colorful. Some are theoretically
highly conservative, but some of them are radically innovative. Some of them
emerge from traditional religions, while others show an eclectic and syncretic
appearance. It is a fact that the target group of the New Religious Movement is
a group of young people aged 15-25. Since their target majority is young
people, such religious movements are also defined as “youth religions/sects”. Is attending YDHs a strategic success only in New Religious Movements?
Or is it the possibility that the lifestyle in the modern age presents the
individual? Or a sense of meaning in which his quest corresponds to it? Or is
this a grueling vicious circle that he can't afford to become an addict? In
this context, the following elements are explained in general as the main
reasons for the participation in a new religious movement for the individual:
deprivation, alienation, the tendency to be engaged with religious issues, the
instability of one's own personality and the experience of personal crisis. The
individual experiences a life in
“homeless mind” mode. In “homeless mind” approach, the individual perceives
modernization and existence as secular, not as sacred as it used to be. The
existence and life in the Western thinking experiencing this process have been
seen as “rationally understood”, but
the Western man feels himself homeless and free of refuge in the cosmos and
social life when big problems are encountered. The New Religious Movements have
precisely aspired the field of meaning that this feeling corresponds to, and
they have met the individual in the claim of satisfying this feeling. In this study, the relationship between NRMs,
psychology and personality are tried to be discussed with descriptive and
partly analytic approaches. The nature of modern man's ontological entity
requires the interpretation of the belief trend in the context of psychology and
also requires developing a perspective that prioritizes the effectiveness of
comprehension and analysis.
New Religious Movements Homeless Mind Existential Questioning Seeking for Meaning Pursuit of Meaning Deprivation
Son yarım asırda, Yeni Dini Hareketlere dair
psikolojik çalışmalar sadece psikoloji disiplininde değil aynı zamanda
sosyoloji, dinler tarihi ve diğer dini çalışmalarda da belirgin bir şekilde bir
artış göstermektedir. Günümüzde insanların, modern hayatın yabancılaştıran ve yolunu
kaybettiren etkilerinden korunmak için bir ölçü arayışında olduğuna hükmedilir.
Bu bağlamda Yeni Dini Hareket (YDH) mensubiyeti ilk olarak, modern dünyada
hakikati yaşamak adına zamanı geri almaya dair bir arzuyu yansıtmaktadır.
İkinci olarak, bu aidiyet aynı zamanda kadim olan hakikati modern zamana
taşıyarak onu çağdaş ve seküler bir düzlemde eyleme/yaşama taşıma isteğini
ifade etmektedir. Bu noktada Yeni Dini Hareketler, moderniteye karşı bir
protesto şeklinde nitelenmektedir. Bu argümanın hedefinde kurumsallaşmış dinin
ve seküler yapının bireyin eliyle yapı bozuma uğratılması söz konusudur. Bu
durum ‘din’e yeninin ve modern bir sosyal yapı olan hareketin katılması; ‘yeni’
yani ‘seküler’ olana da dinin katılmasıyla gerçekleşmektedir. Bunun için de pek
çok Yeni Dini Hareket modern, anti-modern, hatta bazen post-modern unsurlarla
kaynaşır. Bunlar hem moderniteye uyum unsurlarını ve hem de ona direnmenin
unsurlarını içerirler. Yeni dini hareketler, oldukça çeşitli ve renkli bir
görünüm arz etmektedir. Bazıları teolojik olarak oldukça tutucu; bazıları
radikal bir biçimde yenilikçidir. Bir kısmı geleneksel dinler içerisinden
ortaya çıkarken diğer bir kısmı eklektik ve senkretik bir görünüm
sergilemektedir. Yeni Dini
Hareketlerin çoğunun hedef kitlesini 15-25 yaş arasındaki gençlerin
oluşturduğu bir vakıadır. Bu hareketlerin çoğunun hedef kitlesi gençler olduğu
için bu tür dini hareketler “gençlik dinleri/tarikatları” olarak da
tanımlanmaktadır. YDH’lere katılmak, sadece Yeni Dini Hareketlerin
stratejik başarısı mı? Yoksa bireyin modern çağda hayat tarzının kendisine
sunduğu imkân mı? Ya da arayışının karşılık bulduğu anlam alanı mı? Müptelası
olmaktan kendisini alamadığı kavurucu bir kısır döngü mü? Bu bağlamda genel
olarak yeni bir dini harekete katılımın birey bağlamında muhtemel temel
nedenleri olarak şu unsurlar aktarılmaktadır: Yoksunluk (mahrumiyet),
yabancılaşma, dinî meselelerle kafası meşgul olma temayülü, kişinin kendi
şahsiyeti hakkındaki kararsızlığı ve şahsî bunalım tecrübesi. Birey “evsiz zihin” (homeless mind) modunda bir yaşam tecrübe etmektedir.
“Evsiz zihin” yaklaşımında birey modernleşme ile varlığı artık eskiden olduğu
gibi kutsal değil, seküler bir şekilde algılamaktadır. Bu süreci yaşayan Batı
düşüncesinde varlık ve hayat “rasyonel
olarak anlaşılabilir” görülmekte, ama büyük problemlerle karşılaşıldığı
zaman Batı insanı kendini kozmosta ve toplumsal yaşantıda evsiz, barksız,
sığınaksız kalmış hissetmektedir. Yeni Dini Hareketler tam da bu hissin
karşılık bulduğu anlam alanına talip olmakta ve bu hissi doyurma iddiasında
bireyi karşılamaktadır. Bu çalışmada YDH’ler/psikoloji/kişilik ilişkisi betimleyici ve kısmen de
çözümleyici bir yaklaşımla ele alınmaya çalışılmaktadır. Modern insanın ontik
varlık niteliği, inanç eğiliminin psikoloji bağlamında yorumlanmasını, ayrıca
anlama ve çözümleme etkinliğini önceleyen bir bakış geliştirmesini
gerektirmektedir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2019 |
Submission Date | March 14, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 51 |
Journal of Ilahiyat Researches is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.