İran, hem coğrafik konumu hem de tarihî ve kültürel yapısıyla İslam ülkeleri arasında ayrı bir yere sahiptir. İslam öncesine dayanan siyasî, toplumsal ve kültürel miras, İslam’dan sonra yeni bir sürece evrilmiştir. İran, Sünnîlik ve Şiîlik(İmâmiyye) olarak ifade edilen mezhebî kimliklerin ikincisini tercih ve temsil etmiştir. XIV. yüzyılda İlhanlılar döneminde etkisi artmaya başlayan ve XVI. yüzyılda Safevîlerle yeni bir sürece evrilen Şiîlik, İran’da siyaset, toplum, ilim ve tasavvuf alanlarını şekillendirmiştir. Bu meyanda Ehl-i Sünnet düşüncesini benimseyen halkın faaliyetleri kısıtlanmıştır. İran’da Sünnî halk arasında güçlü bir toplumsal desteğe sahip olan tarikatlar da bu durumdan olumsuz etkilenmiştir. Bazı tarikat mensupları idam edilirken, bir kısmı da Osmanlı topraklarına göç etmiştir. İran’da kalanlar ise pek çok sıkıntıya maruz kalmıştır. XIX. yüzyılın ilk çeyreğinde, Ortadoğu’nun pek çok bölgesinde olduğu gibi İran’daki Sünnî halk arasında da Nakşibendî-Hâlidîlik yayılmaya başlamıştır. Hâlidî şeyhleri İran’da sadece Sünnî tasavvuf geleneğine değil, genel olarak Sünnî kültüre dinamizm kazandırmıştır. Hâlidî şeyhleri uyguladıkları mobil medrese ve tekke modeliyle şehirlerden uzak kırsal kesimlere de ulaşma imkânı bulmuş böylece İran’da çok geniş bir alanda zayıflayan Sünnî kültürün yeniden canlandırılmasına katkı sunulmuştur. Kurulan medrese ve tekkelerle Sünnî entelektüel şahsiyetlerin yetişmesine katkıda bulunulmuş, sohbet halkalarıyla Sünnî kültürün halka ulaştırılması sağlanmıştır. Hâlidî şeyhlerinin İran’da elde ettiği bu başarı bazı çevreleri rahatsız etmiştir. Bu çevreler işi bazı Hâlidî şeyhlerinin yakılarak öldürülmesine kadar götürmekten geri durmamıştır. Bu çalışma, XIX. yüzyılda İran’da faaliyet yürüten Hâlidî şeyhlerinin Sünnî kültürü canlandırmak için nasıl bir çabanın içine girdiklerini, Osmanlı Devleti ve İran’la olan ilişkilerini doküman ve kısmen arşiv belgelerini inceleyerek genel hatlarıyla ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Makaleyi önemli kılan hususlardan biri bu alanda yapılan çalışmaların yok denecek
kadar az olmasıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2023 |
Submission Date | February 19, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 59 |
Journal of Ilahiyat Researches is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.