İslam ahlak geleneğinin İslam düşünce tarihini idrak etmek açısından kıymetli bir önemi vardır. Ahlaknâme külliyatı ise her dönemin düşünce dünyasının kapsamını ve sınırlarını belirlemede en temel kaynaklardan biri olmuştur. XV. Asır’da yaşayan Celâleddîn Devvânî’nin Ahlak-ı Celâlî’si, bu külliyatın en tipik örneklerindendir. Ahlak-ı Celâlî’nin hükümdarlara ve toplumun diğer kesimlerine sunduğu ahlakî teklif, dönemin düşünce ufkunu yansıttığı gibi aynı zamanda hangi değerlerin gaye edinilmesi gerektiğini söyler. Dolayısıyla Ahlak-ı Celâlî’nin teorik önermesi ile yaşanılan dünyanın pratik gerçekleri arasında bir korelasyon kurulur. Çalışmamız Ahlak-ı Celâlî’nin önerdiği değerlerin fikri zeminini açığa çıkarmaya çalışırken, Celâleddîn Devvânî’nin öğrencisi olan Müeyyedzâde Abdurrahman Efendi’nin vasıtasıyla bu değerlerin pratik tezahürlerinin ortaya çıktığı Devlet-i Aliyye’nin siyaset düşüncesini idrak etmeye çalışmaktır. Bu bağlamda adalet (her şeyin yerli yerinde olması) gayesi üzerine Osmanlı padişahlarının kurmaya çalıştığı pratik siyaset, devlet idaresinde baskın bir konuma yükselmelerine yardımcı olur. Böylece Erken Modern Dönemde Devlet-i Aliyye’nin hanedan merkezli güçlü bir idari teşkilat kurmasının fikrî altyapısı ortaya çıkacaktır.
The Islamic ethical tradition holds significant importance in understanding the history of Islamic thought. The compilation of ethical books, known as Ahlaknâme, has been one of the fundamental sources in defining the scope and boundaries of the intellectual world of each era. Ahlak-ı Celâlî by Celâleddîn Devvânî, who lived in the 15th century, is one of the typical examples of this compilation. The ethical proposals presented in Ahlak-ı Celâlî to rulers and other segments of society not only reflect the intellectual horizon of the time but also indicate the values that should be pursued. Therefore, a correlation is established between the theoretical propositions of Ahlak-ı Celâlî and the practical realities of the world.
Our study aims to uncover the intellectual foundation of the values suggested by Ahlak-ı Celâlî and, through Mueyyedzâde Abdurrahman Efendi, a student of Celâleddîn Devvânî, understand the practical manifestations of these values in the political thought of the Devlet-i Aliyye. In this context, the practical politics that the Ottoman sultans sought to establish with the goal of justice (the proper order of everything) helped them rise to a dominant position in state administration. This way, we will reveal the intellectual infrastructure behind the Devlet-i Aliyye establishing a powerful, dynastic-centered administrative organization in the Early Modern Period.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Historical Studies (Other) |
Journal Section | ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2023 |
Submission Date | September 15, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 8 Issue: 2 |